Somut olayda; her ne kadar mahkemece dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilmek suretiyle 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde düzenlenen (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31. maddesi) hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de gerek dava dilekçesi gerekse aşamalarda verilen dilekçelerdeki iddiaların içeriği ve ileri sürülüş biçiminden; hile hukuksal nedenine değil, vekaletin hile ile alındığı iddiasına dayanıldığı açıktır. Bilindiği üzere vekaletin hile ile alındığı iddiası, vekalet görevinin kötüye kulanıldığı iddiasını da içermektedir. Ne varki, mahkemece vekalet görevinin kötüye kullanılması hususunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...’in dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payının, mirasbırakanın ölümünden sonra, ......
Birleşen davanın davacısı, kayden maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına ev yaptırması için torunu olan davalıya vermek için tapuda işlem yaptırdığı sırada, yaşlı olması, işlem yapma ehliyetinin bulunmaması ve davalının hile kullanması sebebi ile taşınmazın tamamının satış gösterilmek suretiyle davalıya devredildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istemiş, yargılama sırasında dava dilekçesini ıslah ederek, hile, ikrah ve gabin hukuki sebeplerine dayanmıştır. Davalı, davacı Ahmet'in aynı taşınmazla ilgili açtığı tapu iptal ve tescil davasının feragat sebebi ile reddedildiğini, taşınmazın kadastro tespitinin 1995 yılında yapıldığını ve aradan 10 yıl geçtiğini, davacı ...'ın kadastro öncesi sebebe dayanarak dava açamayacağını belirterek, her iki davanın da reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, hata, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 26.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki dava sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Daireye gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü: -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki dava sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Daireye gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü: -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Bilindiği üzere, tapu iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış ise bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescil isteğini kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkân tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz. Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalılar aleyhine 2008/560 Esas sayılı dosyası ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, davanın devamı esnasında davadan feragat ettiğini, devamında 2009/613 Esas sayılı dosyası ile aynı gerekçelerle ikinci bir dava açtığını, ancak kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, feragat beyanın iradesini yansıtmadığını, hata, hile, yanıltma, baskı ve avukatının önerisi ile feragat beyanında bulunduğunu, feragat beyanının sonuçlarını bilmediğini, beyanının iradesi ile uyumlu olmadığını, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açmak istediğini ileri sürerek, feragat beyanının iptalini istemiştir. Davalılar, davacının kendi iradesi ile feragat beyanında bulunduğunu, beyanın geçerli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır....
Davalı vekili, satış işleminin 16.01.2009 tarihinde gerçekleşmesi nedeni ile hak düşürücü sürenin geçtiğini, 16.08.2006 tarihinde 154 ada 2 no’lu parsel ve 149 ada 4 no’lu parsel sayılı taşınmazların da devrini gerçekleştirdiklerini, davacı tarafın kandırılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacılar vekilince yargılama aşamasında ileri sürülen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, hata ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....