Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 21.10.2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Mustafa Kayacı'nın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, bu durumda davalı üçüncü kişi lehine geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

    a yumruk attığı iddiası ile açılan dava sonucunda sanıklar Samet ve Tekin hakkında beraat kararı verilmiş ise de; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1) Sanık ...'in katılan ...'un boğazını sıkarak yaraladığı iddiası bakımından; Katılan ...'un soruşturma aşamasındaki beyanında sanığın boğazını sıktığını bildirdiği, yargılama aşamasında ise sadece sanık ...'in kendisine yönelik yüzünü sıkması şeklindeki eyleminden söz ettiği halde sanık ...'in eyleminden söz etmediği, katılanın adli raporunda boyunda hassasiyet şeklinde yaralanma tarif edildiği anlaşılmakla; katılanın hangi beyanına neden üstünlük tanındığı tartışılmadan sanığın beraatine karar verilmesi, 2) Sanık ...'in katılan ...'un yüzünü sıkarak yaraladığı iddiası bakımından; Katılan ...'un aşamalarda değişmeyen beyanlarında sanık ...'...

      Bozma ilamında açıkça davacının muvazaanın varlığı konusundaki iddiası dikkate alınarak delillerinin değerlendirilmesi, özellikle davalılar arasındaki ilişki, satış değeri ile taşınmazın gerçek değeri arasında açık fark bulunup bulunmadığı, şirkete ait başka taşınmaz bulunup bulunmadığının araştırılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre muvazaa iddiası konusunda bir karar verilmesi gerektiği gibi, aynı taşınmazın satış bedelinin tahsiline ilişkin olarak şirket eski yöneticisi aleyhine açılan davanın sorumluluk davası olduğu gözetilerek, sorumluluk davası şartlarının gerçekleşmesi halinde, satış bedelinin akıbeti araştırılmak suretiyle eski şirket yöneticisi davalının TTK hükümlerine göre sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki, ehliyetsizlik iddiası bakımından hastane adı bildirilmediğinden mirasbırakana ait tedavi kayıtlarının temin edilemediği, hile iddiası yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, gabinin objektif ve subjektif şartlarının bulunmadığı gözetildiğinde bu nedenlere dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine. Davacıların eldeki davada dayandıkları diğer hukuksal nedenlere gelince; toplanan delillere göre temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı iddiası kanıtlanamamıştır. Ne var ki, iddiasını kanıtlayamayan ispat yükü kendisine düşen tarafın karşı tarafa en son delil olan yemin teklif etme hakkının varlığı tartışmasızdır. Davacılar da, açıkça yemin deliline dayanmıştır....

          Mahkemece, davacının bu iddiası konusunda delillerini toplamadan ve bedelde muvazaa iddiası konusunda bir inceleme yapmadan sadece payın değerinin tespiti konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaparak, keşfen payın bedelinin 20.000 TL olarak belirlenmesi üzerine tapudaki bedel olan 26.000 TL üzerinden önalım bedelinin süresinde yatırılmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, satış bedeli konusunda muvazaa iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konudaki uyuşmazlık giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder. Davacı ise, tanık deliline de dayanmış ve tanıklarını bildirmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2018/11644 Esas sayılı dosyası üzerinden birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacının itirazlarını icra dosyasına sunduğu, itiraz ile davacı açısından işlemlerin durdurulduğu, takip borçlusunun üçüncü kişilerdeki doğmuş ve doğacak alacaklarının haczi halinde davacı takip dışı üçüncü kişinin itirazı ile kendisi yönünden herhangi bir icrai işlem yapılmayacakken dosyanın tarafı olmayan üçüncü kişinin bu aşamada doğacak alacaklarının haczedilemeyeceği yönündeki şikayetini mahkemeye getiremeyeceğinden ancak borçlu tarafından hazcedilmezlik şikayeti olarak ileri sürülebileceği gerekçesi ile, şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı alacaklı tarafından dava dışı Baha Enerji Elektrik Tech. ... Ltd. Şti. ve Murat Şimşek aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2018/ 11644 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde müvekkili şirkete 09/10/2018 tarihli Birinci Haciz İhbarnamesi gönderildiğini, 1....

            Davalı Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya konu icra dosyasında geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığını, davacı T1 haciz mahallindeki beyanı, diğer davacı şirket bakımından geçerli bir istihkak iddiası olarak kabul edilemeyeceğini, istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceğini, haczedilen menkul mallar hakkında davalı T1 T2 Malz. San....

            ; 3. iddiası yönünden, malzemelerin miktar ve özelliklerine Teknik Şartname'de yer verildiği ve söz konusu gider kalemlerinin teklif fiyata dâhil olduğunun yine İdari Şartname'nin 25. maddesinde düzenlendiği, isteklilerin gider kalemlerini göz önüne alarak teklif vermelerine engel bir durum bulunmadığı görüldüğünden, bu iddiasının da geçerli görülmediği; 4. iddiası yönünden, kesin teminat mektubu süresine yönelik eksikliğin iş başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirli olması durumunda sözleşmeye davet aşamasında giderilebilmesinin mümkün olduğu; 5. iddiası yönünden, 204 adet olarak belirlenen çöp kovasından sadece 4 adet çöp kovasının özelliğinin belirtilmediği, bu durumun ise tekliflerin sağlıklı oluşumuna engel teşkil etmeyeceği; 6. iddiası yönünden ise, Teknik Şartname maddesinde belirtilen bürolar arasında yapılacak olan değişikliklerde malzeme nakillerinin yüklenici tarafından yapılacağı düzenlemesinin, temizlik işi kapsamındaki malzeme nakillerine yönelik anlaşılması gerektiğinin idarece...

              Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline, Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, ... fotoğrafları ve memleket haritası ile desteklenen orman kadastro haritasına göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik olmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

                O halde ödeme iddiası yönünden karşı taraf muvafakat etmediğinden tanık dinlenmesi usule aykırıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden ve takas iddiası yönünden yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu