Davalı vekili, poliçe lehdarının dava dışı... olması nedeni ile davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ; esasa ilişkin ise, 30.08.2012 tarihinde ölen sigortalı ... ile 21.03.2012 tarihinde hayat sigorta poliçesi yapıldığını, bu sırada sigortalının hastalık geçirmediğini belirtip sözleşmeyi imzaladığını, dolayısıyla hastalıklarını bildirmediğinden davacının cayma hakkının bulunduğunu ve cayma hakkınında süresinde yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulü ile 21.000,00-TL sigorta tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 17....
Somut olaya konu sigorta poliçesi nakliyat sigorta poliçesi olup, rücu istemi ise taşıma ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 7035 sayılı kanun İle değişik 35. maddesi uyarınca, ceza ve hukuk dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin kararı gereğince "yolcu ve eşya taşıma, sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden, taşıma (kara, hava, deniz ve uluslararası sözleşmeler dâhil) ve sigorta hukukundan kaynaklanan alacak davaları yanında İİK'nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali ve İİK'nın 72. maddesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlara" yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 veya 43. Hukuk Dairelerine verilmiştir....
Bu bağlamda, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; bakılmakta olan davanın davacılar murisi ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan kredi hayat sigorta poliçesinden kaynaklandığı, davanın açıldığı tarihten önce 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK’nın 3/1-k m. ile 73.m. gereğince sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davanın tüketici işlemi olarak kabul edildiği ve sözkonusu poliçeden kaynaklanan davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Somut olayda, davacılar murisince kullanılan esnaf kredi sözleşmesine istinaden tanzim olunan hayat sigorta poliçesinden kaynaklı açılan iş bu dava dosyasının Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı ile birlikte Mahkememize tevzi edildiği, uyuşmazlığın temeli olan sigortanın, Ticaret kanununda tanımlı ve yasada düzenlendiği anlaşılmakla" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince, "... taraflar arasındaki ihtilafın bireysel kredi sözleşmesi ve eki olan hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanmış olduğu..." gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; davacılar, muris adına düzenlenmiş olan hayat sigortası sözleşmesine dayanarak eldeki davayı açmışlardır. Davanın esas dayanağı davalı bankadan kullanılan kredi borcunun vefat halinde karşılanabilmesi amacıyla diğer davalı ile yapılan hayat sigorta sözleşmesi olup, kredi sözleşmesi değildir....
dan kullandığı kredi nedeniyle davalı tarafından 06.04.2010 tarihinde hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin 25.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankaya yapılan başvurunun, sigorta poliçesi düzenlenirken murisin ölümcül hastalığını kasten gizlediği gerekçesiyle kabul edilmediğini ileri sürerek, 120.000 TL poliçe bedelinin ve 10.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; murisin akit yapılırken beyan yükümlülüğüne aykırı davranarak ölümcül olan karaciğer kanseri hastalığını kasten gizlediğini öne sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, daini mürtehin hakkı sahibi .... Şubesinin açık ve yazılı muvafakatini dosyaya ibraz edemediği gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin sigorta şirketine yatırdığı primden kesinti yapıldığını, zararının 4.337,47 TL olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 250,00 TL talep ettiklerini belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu gözetilip işin esasına girilerek sonucuna göre verilmesi gerekirken talep edilen miktarın 250,00 TL olduğundan bahisle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 8/1.maddesinde belirtilen 3.300,00 TL'nin altında olması nedeniyle öncelikle Hakem Heyetlerine başvurulması gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/03/2016 gününde oybirliği ile verildi....
Vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların murisinin kullandığı kredilerin teminatı kapsamında davalı ...Ş. ile hayat sigorta poliçelerinin düzenlendiğini ve murisin 01.02.2013 tarihinde vefat ettiğini belirterek iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açtıkları davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL talep etmiş, 13.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.206,73 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili ise ıslahla arttırılan kısmın zamanaşımına uğradığını savunmuş, mahkemece anılan savunma üzerinde durulmaksızın karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre klasik yangın mali mesuliyet sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup; dosya Yargıtaya geliş tarihi itibariyle Dairemizce 25.12.2012 tarih ve 2012/16330-14713 sayılı kararıyla Görevsizlik kararı verilerek 11.Hukuk Dairesine gönderilmiş; ancak anılan Dairece de Görevsizlik kararı verilerek dosya tekrar Dairemize gönderilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/ son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümün düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı kararı ile trafik kazası ve sigorta hukuku ile ilgili olarak dairemize verilen işler : 1) Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davaları (bedensel zarar ile ölümden kaynaklanan tazminatlar dahil) 2) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesinden (6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi) kaynaklanan ve kasko sigortası ile ilgili rücuan...
Bu durumda işbu davada, öncelikle, düzenlenen hayat sigortası başlıklı poliçelerde sigorta ettiren ve dain mürtehin sıfatı bulunan ve buna bağlı olarak sigorta bedeli üzerinde asıl hak sahibi konumunda olan davalı banka ile davadışı sigorta şirketi arasındaki hukuki durumun tayin ve tespit olunması, bunun sonucuna göre de davalı bankanın krediden kaynaklanan alacağını sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekirken, buna dair herhangi bir işlem tesis etmemiş olmasının, MK’nın 2. maddesi dairesinde hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunup bulunmadığı sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....