Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında resmi ya da yazılı sözleşmenin varlığının ispat edilememesi halinde, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne olanak bulunmayıp, terditli talep olan tazminat isteği bakımından inceleme yapılmalıdır. Davacı taraf, ödeme konusunda davalı tarafın ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen bu hususta mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Ödeme iddiası bakımından davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak neticesine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Dava dilekçesinde tazminat isteği yönünden dava konusu taşınmazın rayiç değeri talep edilmiştir. Ancak, taraflar arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı taktirde hükmedilebilecek tazminat miktarı aşağıda alıntılanan Yargıtay kararında belirtilen ilkelere göre hesaplanmalıdır. "...Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

Esas, .../... karar sayılı dosyasının incelenmesinde davacının alacaklı ..., davalıların borçlular ... ..., ...Şti ve ... ... olduğu, davanın borçlu müteahhit firmaya düşecek bağımsız bölüm ve hisselerine ilişkin tapu iptal tescil davası açılmasına ilişkin yetki davası olduğu, talebin kabul edilerek borçluya yetki verildiği görülmüştür. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, İİK 94. Maddeye göre verilen yetkiye dayalı ...arsa sahipleri ile müteahhit ...Şti aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davsı olduğu dosyanın henüz derdest olduğu anlaşılmıştır. ... Müdürlüğünün .../.../... tarihli cevabi müzekkerelerinde ...'nin ... numarasında kayıtlı ......

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, harici satım sözleşmesine bağlı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava konusu olan Boztekke köyü 119 ada 25 parsel ve 119 ada 19 parsel sayılı parselleri davalıların murisi Hasan Yılmaz'dan 21/04/1978 tanzim tarihli iki adet bono karşılığı haricen satın aldığını, ancak tapuda ferağ işlemi yapılmadan kardeşi davalıların murisi Hasan Yılmaz'ın 1985 yılında vefat ettiğini, dava tarihine değin de taşınmazlara zilyet olduğunu iddia etmiştir....

    Davanın açıldığı tarihteki duruma göre hüküm fıkrasında, asıl talep ile terditli talepler hakkında, şüphe ve tereddütü gerektirmeyecek biçimde, açık olarak karar verilmelidir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, davacı taraf, dosyaya sunulan satış sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmaz yönünden tapu iptal ve tescil, bu talep mümkün olmadığı takdirde, müspet zararın tazmini, bu talep de mümkün olmadığı takdirde, satış sözleşmesine istinaden ödenen 6.000.000 TL nin uyarlanmış hali ile vekil edenine dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın asli talebi olan tapu iptal ve tescil isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden, doğrudan alacak talebi hakkında hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, HMK 297. madde uyarınca, davacının terditli talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu-olumsuz bir karar verilmesi olmalıdır....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/84 Esas 2017/238 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava TMK 713/2 maddesi "ölüm" nedenine dayalı tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davanın harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilip, davanın reddine karar verilmiş ise de, iş bu değerlendirme hatalı olmuştur. Dava dilekçesi ve aşamadaki beyanlar dikkate alındığında davacının harici satış nedenine dayanmadığı, dava dilekçesinde açıkça TMK 713/2 maddesine dayandığı anlaşılmaktadır. Maddi olayları açıklamak taraflara nitelendirme ise hakime aittir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Harici Satışa Dayalı Tapu İptali Tescil, Olmazsa Ödenen Bedelin İadesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/343 Esas, 2019/57 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1....

        Parağrafında aynen “ Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince tapu iptal tescil olmadığı takdirde ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.” hatalı hukuki tespit ifadesinden de anlaşılacağı üzere; Sayın Mahkeme kendisinin 08.02.2019 tarihli duruşmada tam ıslah için verdiği mühlete istinaden usule uygun ve ıslah harcı yatırılmış Tam Islah Dilekçemizi ve Terditli Taleplerimizi dikkate almamıştır (İIslah öncesi ilk Dava Dilekçesinde ise fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak sadece tapu iptal ve tescil talebi vardır) . Tam Islah Dilekçemizde “Tapu İptal Tescil Talebi” bulunmadığı ve Haksız Fiil / Sözleşmenin Kurulmasındaki Kusur vs yarışan nedenlerle Tazminata ilişkin terditli taleplerin ileri sürüldüğü aşikardır. Karar bu şekli ile usul ve esasa ilişkin verilecek nihai karar açısından çok hatalıdır. Bu şekli ile yargılamanın sürecini (istinaf-temyiz dahil) ve verilecek hükümlerin tamamını müvekkil aleyhine yanlış etkiler şekildedir. Bu tarafımızca kabul edilemez....

        Mahkemece; ilk kararda tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 08.11.2010 tarihli ve 2010/2675 Esas, 2010/5356 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin tapu iptal ve tescil yönünden vermiş olduğu ret kararının onanmasına alacağa ilişkin talep yönünden ise taraf delilleri toplanarak satış parasının ödendiğinin ispatlanması halinde denkleştirici ... ilkesi doğrultusunda değer belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma üzerine mahkemece davacının davasının kabulüne 10000 ABD dolarının ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının davalı taraftan tahsiline karar vermiştir. Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. 1....

          Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteği yönünden gabin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 30.09.2010 tarihli harici gayrimenkul alım- satım sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkin talep yönünden ise; anılan sözleşme resmi şekilde yapılmadığından zaten geçersiz olduğu, davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin de reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.10.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ..., Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

            Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde geçersiz satış nedeniyle ödenen bedelin tahsiline ilişkindir. Davacıların kademeli taleplerinden tapu iptal tescil talebinin reddedilip, bedel (tazminat) isteği yönünden denkleştirici adalet kuralları uyarınca satış sözleşmesindeki satış bedelinin uyarlanması -//- yoluna gidilerek hesaplama yapılması doğru ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Söz konusu rapor incelendiğinde; bir bankacı ve iki mali müşavir tarafından rapor düzenlendiği, satış bedelinin ulaşabileceği değer hesaplanırken ölçü olarak mevduat faizi, döviz, altın ve enflasyon parametrelerinin baz alınarak uyarlama yapıldığı, bu suretle satış bedelinin ulaştığı değerin tespit edildiği, mahkemece hüküm kurulurken bu bedelin esas alındığı anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu