Mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının BK. nun 66. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin ise davacı kamu idaresinin alacakta haklı olduğunu öğrendiği 07.10.2010 tarihli tazmin raporu ile başladığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 22.05.2012 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, aile hekimi olan davalıya fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir....
Mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının BK. nun 66. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin ise davacı kamu idaresinin alacakta haklı olduğunu öğrendiği 07.10.2010 tarihli tazmin raporu ile başladığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 22.05.2012 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, aile hekimi olan davalıya fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir....
Mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının BK. nun 66. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin ise davacı kamu idaresinin alacakta haklı olduğunu öğrendiği 07.10.2010 tarihli tazmin raporu ile başladığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 22.05.2012 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, aile hekimi olan davalıya fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Uyuşmazlık, eşin vefat etmesinden sonra, davacı diğer eş tarafından, kayınbabaya karşı açılan çeyiz senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığından, görevsizlik kararı verilerek, Dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz, boşanmadan ayrı olarak açılan, eşler arasındaki borçlar kanunundan kaynaklanan eşya davalarına ilişkin uyuşmazlıkların temyiz incelemesinde görevlidir. Uyuşmazlığın, kayınbabaya karşı çeyiz senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olması nedeni ile temyizen inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde davacının istinaf talebinin reddini istemiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava harici taşınmaz sözleşmesine istinaden taşınmazı satın almaktan vazgeçen davalı yönünden zarara dair alacağın tahsiline yönelik takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir. Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşme, resmi şekilde düzenlenmiş olmadığından, şekil şartına aykırılık dolayısıyla geçersizdir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; harici satış sözleşmesi ile satın alınan taşınmazın bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline ilişkin bulunmaktadır. Mahkemece, bu çerçevede bir inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, dava dilekçesi ve duruşma beyanı kapsamında davacı talebinin harici satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olmasına rağmen, mahkemece TMK 722-723 kapsamında kapsamında yanılgılı değerlendirme ve yanlış nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen 12.02.2013 tarihli harici satım sözleşmesine göre ... plakalı aracın 102.500 TL bedelle, 07.05.2013 tarihli harici satım sözleşmesine göre ... plakalı aracın 120.000 TL bedelle davalılar tarafından davacıya satımı konusunda anlaşıldığı ancak davalılar tarafından bu sözleşme hükümlerinin yerine getirilmeyip söz konusu iki aracın davadışı üçüncü kişilere satılarak bu kişiler adına tescil edildiği belirlidir. Bu nedenle davacı taraf ifa edilmeyen sözleşme nedeniyle ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemekte haklıdır. Öte yandan davalı taraf bu ödemelerin dava konusu araçlara ilişkin olmadığını savunmuş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacının 2012 yılına ilişkin ödediği 7 adet senet toplamı 74.200TL ödemenin davadışı araçların satış bedelleri ile tutarlı olduğundan bu savunmaya itibar edilmemiş, ödemelerin dava konusu araçlara ilişkin olduğu kabul edilmiştir....
a satılan taşınmazın arsa sahibi tarafından yükleniciye karşı başka dosyada açılan sözleşmenin feshi ve tapu iptali davası sonucu taraflar adına gösterilen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa'nın 3/f maddesinde; satıcı "kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler" olarak tanımlanmış, 3/c maddesinde ise “KONUT VE TATİL AMAÇLI TAŞINMAZ MAL SATIŞLARI DA” Tüketici Yasası kapsamına alındığı anlaşılmıştır. Somut olayda; uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası olup, davacıya konutun, konut maliki tarafından satıldığı anlaşılmakla 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek olan uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Her ne kadar Hukuk İş bölümü İnceleme Kurulu’nun 25.10.2016 tarihli kararı ile uyuşmazlığın “kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine” ilişkin olduğundan bahisle Dairemizin görevli olduğu belirtilmiş ise de; dava, tapu iptali ve tescil ile terditli olarak açılan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, tapu iptali ve tescil istemi yönünden verilen ret kararı temyiz edilmeyip kesinleştiğinden temyize konu sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı tazminat istemine yönelik olarak verilen kararı inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu‘nun 23.01.2020 tarih, 2020/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay 3....
Mahkemece, davalının açtığı harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddedilerek kesinleştiği, çekişme konusu taşınmazda bir hakkının olmadığı gerekçesiyle davalının elatmasının önlenmesine ve tel örgünün yıkılmasına ilişkin verilen karar Dairece;”... taşınmaz davacının mirasbırakanı tarafından davalıya haricen devredildiğine göre, 10.07.1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca hapis hakkı ve taşınmazda yapılan iyileştirmeler nedeniyle Türk Medeni Kanununun 994. maddesinde sözü edilen taşınmazın tesliminden davalının kaçınma hakkı bulunduğu kuşkusuzdur....