Tutar olarak davacının bu bedeli ödediğinin ispatı senetle ispat kuralı kapsamında kalsa da davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan 22.06.2008 tarihli delil başlangıcı niteliğndeki belge uyarınca buna yönelik tanık dinlenmiş ve tanık beyanlarında taşınmazın davalının tarafından davacıya 15.000 TLye satıldığı ve taşınmazın zilyetliğinin davacıya terk edildiği anlaşıldığından, davacının talebi ile bağlı kalınarak 15.000- TL satım sözleşmesi bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, taşınmazın zilyetliği davacıya terk edildiğinden 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre faiz talep edemeyeceği kanaatine varılmakla faiz talebini içeren fazlaya dair talebinin reddine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) alacak istemine ilişkindir....
Görüldüğü üzere dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacılar dava konusu taşınmazlarda payları olduğunu ve buna bağlı taşınmazın kamulaştırılmasından dolayı ödenen kamulaştırma bedellerinde de payları oranında alacakları olduğunu iddia etmektedirler. Yapılan yargılama sonucunda da taşınmazın davacıların mülkiyetinde olmadığı belirlenmiştir. Davacıların temel dayanağı davalıların sebepsiz zenginleştikleri kamulaştırma bedelinden kendilerine ait olan hisseyi taleplerinden ibarettir. Burada dairemizin görev alanını ilgilendiren haksız fiile dayalı alacak söz konusu değildir. Davacılar , davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek kendilerine ait olan payı talep etmektedirler. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Kayseri 4.Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 20....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup mahkemece verilen hüküm birleştirilen davanın davacısı tarafından temyiz edilmiş olduğundan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı 07.05.2001 tarihli harici satım sözleşmesine dayalı olarak ödenen taşınmaz bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tarafına iadesini istemiş,davacı bu kapsamda delil listesini dosyaya sunmuştur.Mahkemece dosya kapsamında yer alan ve davacı tarafından sunulan delil listesinde belirtilen deliller topanmadığı gibi bu delillere dair değerlendirmede yapılmamıştır.Bu itibarla mahkemece,öncelikle toplanacak deliller ile davacının,dava konusu taşınmazın satışı nedeni ile ödediği bedelin tespiti akabinde ifanın imkansız hale geldiği tarihinde tespit edilmek suretiyle yukarıda açıklanan ilkeler gereğince satım sözleşmesinde belirlenen ve ödenen bedelin ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle, bilirkişi marifetiyle denkleştirici adalet ilkesinin uyarlanması ve ortaya çıkacak miktara (taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek) hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıolup,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ...
den önalım hakkına dayalı olarak satın aldıktan sonra tapuda devrini vereceğini taahhüt ettiğini, davalının davacıya tapuda devir vermediğini belirterek ödenen bedelden şimdilik 8.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece; BK.nun 1.maddesine göre tarafların iradesinin aynı yönde birleştiğinden ve sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince “...ye ait 181 parseldeki taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince önalım hakkına dayanılarak davacı ...'e satıldığı, paranın tamamının alındığı” anlaşılmaktadır. Tapu kaydında, taşınmaz ... adına kayıtlı iken 04.04.2008 tarihinde ...'ye devredilmiştir. Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince TBK.nun 77-82.(BK.nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak telep edilmektedir....
Davalı vekilinin 11/04/2019 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkilinin arsa sahibinden harici taşınmaz alım satım sözleşmesine dayalı bir talep hakkının olmaması, davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmaması ve sözleşmeden kaynaklı alacak talebini ancak sözleşmenin tarafı olan yükleniciye karşı ileri sürebilecek olması sebebiyle müvekkilinin mallarına ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : İstinaf incelemesine esas; Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacak davasıdır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, harici araç satışı nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade davasıdır. BK. nun 101. maddesi uyarınca; davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmediğinden, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, alacağın ödendiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/353 KARAR NO : 2023/244 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUT SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2023 NUMARASI : 2022/663 2023/111 DAVA KONUSU : Müdahalenin Önlenmesi - Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak KARAR : Taraflar arasındaki Müdahalenin Önlenmesi ve Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan Alacak davasında Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mut Sulh Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının merci tayini yoluyla giderilmesi talep edilmekle dosya kapsamı incelendi....
Mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının BK. nun 66. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin ise davacı kamu idaresinin alacakta haklı olduğunu öğrendiği 07.10.2010 tarihli tazmin raporu ile başladığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 22.05.2012 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, aile hekimi olan davalıya fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir....
Mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarının BK. nun 66. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin ise davacı kamu idaresinin alacakta haklı olduğunu öğrendiği 07.10.2010 tarihli tazmin raporu ile başladığı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 22.05.2012 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, aile hekimi olan davalıya fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir....