Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 02.11.2021 NUMARASI: 2021/903 E DAVA: Haksız Rakebet Taraflar arasındaki haksız rekabet davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin ve delil tespiti talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; öncelikle ve ivedilikle haksız rekabet oluşturan eylemlerin tespitine yönelik olarak davalı ... Ltd. Şti. ve ortaklarının uhdesindeki müvekkili şirkete ait veri ve dokümanlara el konulması için Mahkeme tarafından davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde delil tespiti yapılmasına ve el konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 21.07.2005 tarihinde kısmi dava olarak açıldığını ve haksız rekabetin varlığının Yargıtay 11....
iddia ile davacının haksız rakebet eylemlerini tedbiren durdurulmasını ve davacının marka tescilinden doğan haklarıın müvekkiline karşı kullanmasının da tedbiren önlenmesini istemiştir....
Davacı adına tescilli "..." ibareli markasının davalı tarafından izinsiz ve marka hakkını ihlal ile haksız rakebet yaratacak şekilde kullanıldığını iddia ederek; markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi isteminde bulunmuş; davalı ise, hukuka aykırı bir kullanımının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Davacı adına tescilli "TÜVTURK" ibareli markasının davalı tarafından izinsiz ve marka hakkını ihlal ile haksız rakebet yaratacak şekilde kullanıldığını iddia ederek; markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi isteminde bulunmuş; davalı ise, hukuka aykırı bir kullanımının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davalı işverenliğin İş Kanunu'nun 18. maddesi kapsamında olmadığını, davalının davacıyı işten çıkarırken hiç bir neden göstermek veya feshi yazılı yapmak zorunda da olmadığını, davacının iş aktinin devamsızlık nedeni ile noter ihtarıyla feshedildiğini, davalının, davacının dahil olduğu organizasyondan habersiz, kendisi ile aynı faaliyet alanında ve aynı piyasa şartlarında rakebet eden bir başka işyeri ile kendi işyeri sınırlarından ve üstelik mesai saatleri içinde bu kadar içli dışlı olunmaması konusunda davacıyı ve nişanlısı......
Şti." şeklinde değiştirildiğini, müvekkili şirket tarafından herhangi bir haksız rakebet ve marka tecavüzü yapılmadığını, herhangi bir tecavüz mevcut olmadığından müvekkilinin "Arıcan" ibareli ticaret ünvanını kullanmadığı göz önüne alınarak ticari sicilden ünvan silinmesi talebinin ve ilana yer olmaması nedeniyle bu taleplerinin yersiz olduğunu, davalının ... ünvanını tescil ettirene kadar eski ünvanını kullanmasının haksız rekabet oluşturmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalının aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, davacının "Arıcan" markasını 1983 yılında tescil ettirdiği, 1996 yılında davacının "... - Cahit ..." unvanı ile ticaret odasına kaydolduğu, dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinde davalı şirketin unvanının Arıcan Doğal Gıda Ürünleri San ve Dış. Tic. Ltd....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı şirkette çalıştığı konum itibariyle şirketin sır niteliğinde sayılabilecek bilgiye sahip olmadığı, hangi hususta, ne şekilde haksız rekabette bulunduğu yönünde somut bir delil sunulmadığı, davalının haksız rekabet yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davalının bu davranışı nedeniyle davacı şirketin uğradığı bir zararın mevcut olduğu hususunun ispat edilemediği, davalının yalnızca aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirkette çalışmasının haksız rekabette bulunduğu anlamına gelmeyeceği, cezai şartın koşullarının oluşmadığı, sözleşmenin ilgili maddesinin ... yıl gibi uzun bir süreyi ön görmesinin, yer bakımından getirilen sınırlamanın çok geniş tutulmasının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak sınırlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının işletildiğini ve rakebet yasağına konu ettiği okulun ortağı olduğu şirketten daha önce işletilmeye başlandığını ve davacının bundan haberdar olduğunu, TTK 231. maddesi gereğince zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının şirket toplantılarına usulünce davet edildiğini ve katılmadığı için karar alınamadığını, TTK 445. maddesi gereğince alınan kararlara karşı hak düşürücü sürenin geçirildiğini, davacının iddialarının asılsız bulunduğunu, boşanma davasında alınan uzaklaştırma kararının okula gelip gitmesine engel oluşturmadığını, davacının 14/03/2017 tarihli toplantıya katıldığını, şirketin içinin boşaltıldığı iddiasının asılsız olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmenin 4.10 maddesi gereğince haksız rekabet yasağı kuralının ihlal edilip edilmediği ve cezai şart ödenmesi konusundadır. Davalının 05/10/2017 tarihinde sözleşmeyi feshettikten sonra aynı bölgede 2 yıl süre ile rekabet yaratacak şekilde benzer işlerde faaliyette bulunmayacağını açıkça taahhüt etmesine rağmen, ...... Bahçeşehir işletme unvanlı başka bir emlak firmasında çalışmaya başlamış ve önceki çalıştığı Başakşehir bölgesinde, haksız rekabetin yer bakımından sınırlanan aynı bölgede gayrimenkul danışmanlığı faaliyeti gösterdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının, davacının çalışma alanında olan aynı iş kolunda çalışması ve bu çalışmasının da yine davacının çalışma sahası olan bölgede gerçekleştirmesi ile sözleşmedeki haksız rekabet yasağına aykırı davrandığı tespit edilmekle buna istinaden davacının da cezai şart talep etme hakkının doğduğu anlaşılmıştır....