Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın müvekillerine küfrettiğini ve anılan davalının diğer davalı babasının azmettirmesi ile elindeki bıçakla müvekkillerini tehdit ettiğini, davacı ...'ü bıçakla yaraladığını yine davalılardan ...'nın müvekkillerine saldırdığını iddia ederek, olay nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; her iki tarafın da karşılıklı olarak haksız eylemde bulunduklarını ve maddi tazminat taleplerinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalıların yaralama, tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/11/2014 gününde verilen dilekçe ile adli yardım talepli olarak haksız eylem ve evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, eş aldatması ve ayrıca haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda on yıldır. Dosya kapsamına göre; davacı sadece sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak çek karnesi düzenlenmesi sebebiyle değil, ayrıca davalı bankanın bu sahte kimliğe dayalı olarak düzenlenen ve sahte olduğu anlaşılan çek yaprakları bedelinin ödenmesi talebine ilişkin 25/07/2012 tarihli yazısı nedeniyle de maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Şu halde, son haksız eylem tarihi olan 25/07/2012 itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

        alınan teminat mektubunun faizinin ödendiğini belirterek maddi ve davacının ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle oluşan manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur....

          Davaya konu haksız eylem, davalıların alt yapı ve kaldırım çalışmaları sırasında davacının evinin zarar görmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek BK.’nun 49. maddesi ve gerekse MK.’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği ön görülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de, kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece, davanın haksız fiil hukuki sebebine dayalı açılmamış olduğu, ayıp hukuki sebebine dayalı olarak ise araç maliki olmayan davacının dava ehliyeti olmadığı elirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesinde “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, trafik kazası geçirdiğini ve kullandığı aracın hava yastıklarının açılmadığını bu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemektedir. Hal böyle olunca hukuki nitelendirme mahkemece yapılarak, araçta kusur olup olmadığı, bu durumun haksız fiil teşkil edip etmediği tespit edilerek işin esasına girilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirkken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir....

              Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; her üç boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne, kabul edilen zina davasından dolayı, davalı-karşı davacı erkek lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı-karşı davacının istemiş olduğu maddi-manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararında ; "......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/09/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 27/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 18/06/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (M) KARŞI OY YAZISI Dava; haksız eylem nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haksız Fiilden Kaynaklanan Maddi-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, mahkeme tarafından Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve devamı maddelerine dayalı haksız eylem nedeniyle kişilik haklarının zedelenmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi olarak nitelendirilmiş ve hüküm Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiştir. Bu halde dosyayı inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017...

                    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının tespit talebinin kabulü ile, davacının dava konusu kaza nedeniyle % 100 oranında kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bir davanın görülebilmesi için öncelikle dava şartlarından olan hukuki yararın aranması gerekir. Somut olayla ilgili olarak, trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem sebebine dayalı tazminat istemli eda davası açılacak yerde, tesbit davası açılmasında davacının bu aşamada hukuki yararı yoktur.Bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir. ../... -2- 2007/4733 2008/1045 SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu