Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketine ait işyerinin tüm teçhizatları ile beraber işletmeye başlayacağı,gerektiğinde yeni işçi alımına gidebileceği ,işletmeye başladığı tarihten itibaren ... şirketine hasılat kirası ödeneceği bildirilmiştir. Mahkemece, “... Şirketiyle davalı... Şirketi arasında düzenlenen 10/06/2008 tarihli noter tasdikli sözleşme konusuna ve içeriğine göre şirketler arasındaki ilişkinin 4857 sayılı yasada düzenlenen işyeri devri niteliğinde olmayıp her iki şirket arasında hasılat kira sözleşmesi gereği işletilebileceği kararlaştırılıp, taraflar arasında devir sözleşmesine dayalı olmayıp, hasılat kira sözleşmesi gereği... Şirketinin işletmeyi işlettiği, çalışanlardan bazılarıyla yeniden sözleşme yapıldığı, bu haliyle davalılardan müflis şirketin tasfiye işlemleri sürmekle davacının davalı... Şirketindeki çalışması yeni bir çalışma olup davalının, davacının ......

    Kira ilişkisinin hasılat kirası olarak kabulü için kiralanan yerin tüm demirbaşlarıyla kiraya verilmesi yanında ayrıca işletmenin ruhsatının da devri gerekmektedir. Kira bedelinin hasılattan pay olarak ödenmesinin düzenlenmesi ilişkinin hasılat kirası olarak kabulünü gerektirmez. Açıklanan nedenlerle hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine, 19.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, ürün kirasından kaynaklanmakta olup, 1.3.2004 tarihli Başkanlar Kurulu Kararı ile Dairemize Borçlar kanunundaki hasılat kirası hükümlerine tabi ticari işletme kiralamasından kaynaklanan davalara bakma görevi verilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari işletmeden kaynaklanmadığından, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 6.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 31.1.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        KARŞI OY Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. 08.03.1956 tarihli 22/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin niteliği itibariyle haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. İİK'nin 135/2 maddesi, "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise 15 gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcaya teslim olunur" hükmünü içermektedir. Anılan maddede, tahliye emri gönderilmesi için borçlu ya da üçüncü kişiler yönünden bir ayrım yapılmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2002 gününde verilen dilekçe ile hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hasılat kira ilişkisinden kaynaklanan kar yoksunluğu zararı ve işletmede kalan eşyaların aynen iadesi olanaklı görülmezse eşya bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir....

            Tarla niteliğindeki taşınmazın kiralanması hasılat kirası hükümlerine tabi olup, TBK.nunun hasılat kirasına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre, TBK 362. maddesi uyarınca tahliye ihtarında 60 günlük ödeme süresi verilmesi gerekirken, 30 günlük ödeme süreli ihtara dayanılarak davalının temerrüde düştüğünden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün tahliyeye ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İstanbul 6.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 28.12.2010 gün, 2010/8041-14395 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün 2010/7680-8064 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 21.06.2010 gün, 2010/5986-7258 sayılı, 3.Hukuk Dairesinin 11.05.2010 gün, 2010/7590-8576 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 14.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 14.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 30.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; hasılat kirası sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 6. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ayrıca borca itiraz edilmesi halinde, İİK'nun 269/c maddesi gereğince icra mahkemesinden itirazın kaldırılması yanında kiralananın tahliyesi de talep edilecekse, TBK'nun 315/2 veya 362/2 maddeleri gereğince verilen ödeme süresinin beklenilmesi bundan sonra davanın açılması gerekir. Ödeme için kanunda öngörülen süre sona ermeden kiralananın tahliyesi talep edilemez. Olayımıza gelince; Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 04/02/2009 başlangıç tarihli 10 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile doğal kaynak suyu ve müştemilatının kiraya verildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                    Buna göre dosya kapsamından taraflar arasında hasılat kirasına dair sözleşme bulunduğu anlaşılmakla davacının talebinin kira sözleşmesinin haksız feshi dolayısıyla tazminat talebine ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Davacı tanıklarının beyanlarından davacının günlük bedel karşılığında davalıya ait taksiyi işlettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kiraya verenin feshi haksız olup, davacı kiracının aynı nitelikte bir taksinin benzer koşullarla kiralanabileceği makul süre kadar kazanç kaybına dair tazminat isteyebileceği gözetilmelidir. Burada kârdan yoksun kalan kiracının zararı haksız fesih sebebiyle malvarlığında ortaya çıkacak çoğalmadan mahrum kalmasıdır....

                      UYAP Entegrasyonu