İlk derece mahkemesince, " İİK'nun 83/c maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayeti takip borçlusuna, ipotek borçulusuna ve ipotek alacaklısına tanınmış bir hak olduğu, bu nedene dayanan haczedilmezlik şikayetinin süresiz olarak ileri sürülebileceği, şikayetçi T1 ipoteğinin bulunduğu, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda şikayete konu mahcuz eşyaların tapuya teferruat olarak şerh edildiği ve şikayetçinin ipotek alacaklısı olduğu otelin eklentisi niteliğinde olduğu tespit edilmiş olup, TMK ve İİK'nın ilgili hükümleri uyarınca ipotekli gayrimenkulden ayrı olarak haczinin mümkün olmadığı, TMK 686/2. belirlemesiyle akit ipotek listesinde gösterilmemiş olan şeylerin de asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılındığının ve ayrıca faaliyet konusuna göre de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun...
Şikayet dilekçesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamıyla; Yargıtay 12. hukuk dairesi 2018/12368 E 2019/18176 K sayılı kararında "....Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....
GEREKÇE : Dava İİK'nun 82/1- 4 ve 12. maddeleri uyarınca açılmış maişet ve meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetindir. İİK'nun 82/1- 4- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir....
Davacı taraf istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının kendisine ulaşmadığını, başlatılan takipten e-devlet üzerinden haberdar olduğunu tebligatın okuma yazma bilmeyen annesine tebliğ edildiğini haczedilen taşınmazında 4 çocuğu ile beraber ikamet ettiğini ve bunun sonucunda mağdur olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve satış kararı işleminin durdurulmasını talep etmiştir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....
Kat, 1 nolu bağımsız bölüme haciz şerhi konulduğunu ve satışının talep edildiğini, davaya konu meskenin 1+1 ve 50 m2 büyüklüğünde olduğunu, bu evden başka herhangi bir evi bulunmadığını, ayrıca oğlu ile birlikte aynı evde ikamet ettiğini, taşınmazın kendisinin ve oğlunun ihtiyacını dahi karşılayamadığını, hacze konu evin haline münasip ev niteliğinde olduğunu belirterek haline münasip mesken üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalının davaya yazılı bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....
Adliye Mahkemesince HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek davanın ve meskeniyet şikayetinin süresinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği görülmektedir. İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz niteliğinde olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre haczi öğrenme tarihinden başlar....
Öte yandan, şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişilerin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/12368 Esas- 2019/18176) Açıklanan nedenlerle 3. kişinin açmış olduğu haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı 3. kişinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından belirtilen giderlerin fahiş olduğunu, davacının birlikte oturduğu evde yetişkin oğlu ve torununa kendisinin baktığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertleri ve bunların gelir durumlarının araştırılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve denetime elverişli olmadığını, davacının taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının bakımını yapmadığının raporla sabit olduğunu, dolayısıyla davacının taşınmazdan gelecek olan geliri önemsemediğini, bu durumun dahi borçlunun asıl uğraşının çiftçilik olmadığını ve ziraat ile uğraşmadığını gösterdiğini, mahkemece taşınmazın satışına karar verilmesi gerektiğini, kararın kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun mesken niteliğinde olan taşınmazının haczedilemez olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
Öte yandan, 3. kişinin icra müdürlüğüne haczin kaldırılması yönünde talepte bulunması ve icra müdürlüğünce bu konuda işlem tesis edilmesi haczedilmezlik şikayeti bakımından yeni bir hak bahşetmez. O halde, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....