Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi borçlunun, diğer takip borçlusu olan ...’ya ait taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması konusunda şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Bu durumda, şikayetçi borçlunun, ...’ya ait ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki hacizlerin de kaldırılmasına yönelik şikayeti hakkında mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru değildir. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda, şikayetçi borçlunun, şikayet dilekçesinde yer alan mallar dışında, diğer borçlu ...’ya ait mallar hakkında haczin kaldırılmasına yönelik bir talebi olmadığı halde, 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek, borçlu ......

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesindeki değişikliğin 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girdiği, haczin daha önce 19.06.2005 tarihinde konulmuş olmasının şikayete engel teşkil etmeyeceği, 5510 Sayılı Kanun'un 93. maddesindeki bu düzenleme kamu düzeni ile ilgili olup haczedilmezlik şikayetinin de herhangi bir süreye tabi bulunmadığı, bu durumda mahkemenin emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması hükmüne yönelik davalı alacaklı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği, ancak sonradan gelen yasal düzenleme ile haczin mümkün olmaması karşısında kusuru olmayan davalı alacaklı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına; şikayetin kabulüne, haczin kaldırılmasına, şikayetin niteliği gereği yargılama giderlerinin şikayetçi borçlu üzerinde bırakılmasına ve...

      Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin böyle bir şikayette bulunarak haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Şikayetçi üçüncü kişinin kendisine gönderilen İİK 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz hakkı vardır. O halde; mahkemece, takipte taraf olmayan üçüncü kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkün olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken teminat üzerindeki haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/598 KARAR NO : 2020/2226 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2019/324 ESAS, 2019/784 KARAR DAVA KONUSU : HACZİN KALDIRILMASI ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/324 Esas, 2019/784 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle, İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2017/12164 E. sayılı dosyasından emekli aylığının tamamının kesildiğini, başka gelirinin olmadığını, mağdur olduğunu, gelirinin sadece emekli maaşı olduğunu belirterek, kesintinin kaldırılmasını istemiştir. YANIT :Davalı vekili duruşmada alınan beyanında, davanın reddini istemiştir....

        hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine karşı ...’un, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu belirterek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; şikayetçinin taşınmazda ikamet etmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....

          Davalı vekili, davacının emekli sandığından emekli olduğunu, emekli aylığına 1/4 oranında 2005 yılında konulan hacze göre kesintinin devam ettiğini, davacının şikayeti üzerine kesintinin durdurulduğunu, haczin konulduğu tarih itibariyle SSK kanununa bağlı olmayan emekli sandığı emeklisi olan davacının maaşının haczinin yasal olarak mümkün olduğunu, davacı icra yoluyla borcunu ödemeye devam ettiğini, icra hukuk mahkemesi kararı ile dilediğinde kesintisine son verdiğini, Yasaya uygun olarak konulmuş haciz doğrultusunda yapılan kesintilerin istirdadının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

            İİK.nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait meskene 10/11/2011 tarihinde haciz konulduğu, borçlu ...'a 103 davetiyesinin 06/01/2012 tarihinde tebliğ edildiği, haczin düştüğünden bahisle yeniden haciz konulması için talepte bulunulduğu, 06.07.2015 tarihinde yeniden haciz konulduğu, talep üzerine icra müdürlüğünün 04.08.2015 tarihli kararı ile 103 davetiyesinin borçluya tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır. 06/07/2015 tarihli haczin bildirilmesi için 103 davetiyesinin borçluya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat mazbatasının dosyada bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde belirttiği 13.08.2015 tarih, öğrenme tarihi kabul edilerek başvurunun süresinde olduğu kabul edilmelidir....

              dan borçlu mirasçıya intikal edecek olan ... ili, ... ilçesi 388 ada 19 parsel 5 nolu bağımsız bölüm üzerine ilk haczin 25.01.2007 tarihinde konduğu, bu hacze ilişkin borçlunun 24.07.2012 tarihinde süresinde satış istenmediğinden haczin fekkini istediği, daha sonra alacaklının 22.02.2013 tarihli haciz talebi ile 25.02.2013 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz konduğu, borçlunun 03.05.2013 havale tarihli icra müdürlüğüne sunduğu dilekçesi ile elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmazdaki hissesine haciz konulduğunu belirterek taşınmazın paylı mülkiyete çevrilerek satışını talep ettiği görülmektedir....

                Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun meskeniyet iddiası ile taşınmaza konulan 27.8.2019 tarihli haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, aynı taşınmaza 16.03.2017 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının 1 yıllık satış isteme süresi içinde satış avansını yatırdığı, haczin geçerli ve ayakta olduğu, ilk hacze ilişkin meskeniyet şikayetinde bulunduğu ve şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu şikayete konu ve somut olayda taşınmazın üzerine 27.08.2019 tarihinde konulan haczin, düşmüş bir haciz bulunmadığı için haciz...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Somut olayda; borçlu icra mahkemesine 19.02.2013 tarihli başvurusunda; sair itirazları yanında evdeki zorunlu eşyalarının da haczedildiğini ve haczin usulsüz olduğunu belirterek şikayette bulunmuştur. Mahkemece haczedilemezlik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Borçlunun haczedilmezlik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu