Somut olayda, takibin 13.03.2014 tarihinde ilamsız olarak başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali davası açtığı, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/344 Esas, 2019/419 karar sayılı ilamı ile itirazın iptaline karar verildiği, itirazın iptali davasında davacı borçlunun vekille temsil edildiği, şikayete konu taşınmazın kaydına 08.10.2019 tarihinde haciz konulduğu, 30.06.2020 tarihinde satış talep edilerek, satış avansının dosyaya depo edildiği, takip dosyası kapsamında borçlu vekiline İİK. 103 haciz davetiyesinin tebliğine dair bir belge bulunmadığı, borçlu vekilinin şikayet tarihinden daha evvel haczi öğrendiği, kendisinin beyan ettiği tarihin aksi kesin ve geçerli bir yazılı belge ile ispatlanamadığından haczedilmezlik şikayetinin İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede olduğunun kabulü gerektiğinden, mahkemece haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, taşınmaz üzerine 13.05.2014 tarihinde haciz konulmuş olup, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.11.2013 günü borçlu adına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; İİK'nın 82/4 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 82/4 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yaptığı araştırma ve alınan raporda tamamen haczedilmezlik şikayeti olarak davaya talep dışı devam ettiğini, inceleme ve değerlendirme yaparak bilirkişi raporunu da bu yönde hatalı olarak ele aldığını, bilirkişi raporunun talebi karşılamadığını, dosyada yapılan keşif ve bilirkişi raporu sonucunda müvekkilin çiftçilik yapması sebebi ile hacze konu traktörün İİK. m. 82/4 anlamında olunmadığını, hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, mahkeme adeta davayı şikayeti süreden red edebilmek için bir yol izlediğini, haczedilen menkul ve gayrimenkul malların miktar olarak alacaktan fazla olduğunu, dolayısıyla traktör üzerindeki haczin taşkın haciz niteliğinde olduğu nedenleri ile kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, haczedilmezlik şikayeti ve taşkın haciz nedeniyle haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/13674 ve 2015/13675 Esas sayılı dosyasından haczedilen menkullerin ipotek kapsamında olduğunu ve taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, üçüncü şahıs konumundaki davacı bankanın şikayete konu takip dosyalarındaki borçlular lehine haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İ.İ.K.’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 83/c maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayeti, takip borçlusuna ve ipotek alacaklısına tanınmış bir haktır. Ayrıca, İİK'nun 83/c maddesinin son fıkrasında Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmünün saklı olduğu düzenlenmiş olup; buna göre, taşınmaz rehninin kapsamı içinde teferruat (eklenti) üzerinde hak sahibi olan 3. kişilerin bu hakları korunacaktır....
Temyize konu dava dosyası ve ekinde bulunan takip dosyasının incelenmesinden; davanın istihkak iddia eden 3. kişi konumunda bulunan .... tarafından alacaklı .... aleyhine 18.03.2013 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2013/155 Esas numarasına kaydedildiği ve mahcuzların 3. kişiye aidiyetinin tespiti ile hacizlerin kaldırılması ve davalı alayhine %40 oranında tazminata hükmedilmesi taleplerinin bulunduğu görülmüştür. Yargılama devam ederken mahkemece, 12.07.2013 tarihli celsede verilen 2013/367 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayetinin dosyadan tefrikine ve ayrı bir esasa kaydedilmesine, kanıtlanamayan istihkak davasının ise reddine karar verilmiştir. Akabinde haczedilmezlik şikyetiyle ilgili talep yönünden dava, mahkemenin 2013/463 Esas sayısına kaydedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 2013/573 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayeti konusunda temyize konu karar verilmiştir....
delil avansı yatırılarak keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmamasının mümkün olmaması, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın şikayet konusu taşınmaz için kıymet takdiri ve haczedilmezlik şikayeti olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı tüm dosya kapsamından sabit görülmekle; davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş, HMK 355....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. ve 82/1-12 maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair yasal mevzuat 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
./2011 tarih ve 2011/472-2011/378 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, davalı şirketten kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olarak alacağının olduğunu, bu amaçla hakkında icra takibi başlattığını, davalı şirketin diğer davalı ... Kurulu Başkanlığı nezdinde teminatlarının bulunduğunu ancak davalı kurumun haczedilmezlik savunmasında bulunduğunu ileri sürerek, davalı şirketin Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı nezdinde bulunan teminatlarının Sermaye Piyasası Kanunu'nun 34/5 maddesi gereğince haczedilmezlik vasfının kalmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ......
İcra ve İflas Kanunu'nun 106/1. maddesinde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının takibin kesinleşmesinden sonra 05.05.2014 tarihinde haciz talep ettiği, borçluya ait taşınmazlar üzerine 08.05.2014 tarihinde haciz tatbik edildiği ve borçlunun 26.05.2014 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak haczedilmezlik şikayetin kabul olunduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvuru tarihi ve temyize konu olan karar tarihi itibariyle, şikayete konu taşınmaz hacizleri yönünden İİK'nun 106/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık satış talep etme süresi dolmamıştır ve dolayısıyla aynı Yasanın 110. maddesi uyarınca haczin kalkması söz konusu değildir....