Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık bulunması halinde re'sen gözeteceği düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, kararın 12/02/2020 tarihinde davacının yüzüne karşı verildiği, davacının süre tutum dilekçesini 20/02/2020 tarihinde verdiği, gerekçeli kararın 18/03/2020 tarihinde tebliğine rağmen, yasal süresi içinde gerekçeli istinaf başvuru dilekçesi verilmediği anlaşıldığından, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapılmıştır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını araştırma görevini yüklemiştir....
HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmazların haczine ilişkin örnek 103 davet kağıdı, borçlu vekiline 27.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. 09.03.2012 tarihinde 7 günlük süre geçirilerek yapılan haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/11/2022 gün, 2022/1229 Esas- 2022/1136 Karar ilamı ile, ".....meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazda dava dışı borçlu Süleyman Dağ'ın hissesine haciz konulmuş olup takip dışı 3.kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığı anlaşıldığından davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı.." gerekçesiyle, "1- Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2022/9947 esas sayılı dosyasında davacıya kıymet takdiri tebliğ tarihinin 07/11/2022 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, meskeniyet şikayetinin ve satışın iptali talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE," karar verilmiştir....
Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 19.10.2012 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 13.8.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.8.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür....
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi, haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. Bu durumda mahkemece; haczedilemezlik şikayetinin konusu bulunmadığından istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczedilmezlik şikayeti yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2019 NUMARASI : 2019/513 2019/657 DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Mersin 2....
Uyuşmazlık, tedbir nafakası alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte, usulsüz tebligat ve haczedilmezlik şikayeti ile ödeme nedeniyle takibin iptali istemine ilişkidir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı T2 tarafından davacı borçlu T1 hakkında Ankara 16. Aile Mahkemesinin 2019/489 sayılı dosyasında verilen tedbir nafakasına dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür. Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir....