WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82/12. maddesinden kaynaklı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, 18.06.2013 tarihli haciz işleminde borçlu belediye vekilinin hazır olduğu, bu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresinin geçtiği anlaşıldığından 18.06.2013 tarihinde haczedilen mallara yönelik haczedilmezlik şikayetinin süresinde İcra Mahkemesine başvurulmadığından reddi gerekirken kabulü ile hacizlerin yazılı gerekçe ile kaldırılması isabetsizdir. 15.07.2013 tarihinde haczedilen mallara yönelik şikayet incelendiğinde ise; 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczedilmezlik Şikayeti Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : HUMK. nun 163 ve 159. maddeleri mahkemeye ve taraflara belli işlemleri belli edilen sürelerde yapması için sınırlamalar getirmiştir. Bu sürelerin bir kısmı yasa metninde yer almış, bir kısmı ise hakimin taktirine bırakılmıştır. Süre tayini hakimin taktirine bırakılan hallerde yapılacak işlemin niteliğine göre makul bir süre belirlenmelidir. Hakimin verdiği ve kesin olduğunu belirttiği sürede, taraf, belirtilen işlemi mutlaka yapmalıdır. Sürenin bitiminden sonra belirtilen işlemin yapılması mümkün değildir. Şayet yapılmamış ise taraf bu konudaki hakkını kaybeder....

      Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra 21.12.2019 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece şikayetçi borçlu ...’ın ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

        Karşı taraf alacaklı vekili, üçüncü kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağını belirterek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: istihkak iddiası yönünden harcın tamamlanması için verilen süreye riayet edilmediği, davacı üçüncü kişi vekilinin talep sonucunu haczedilmezlik şikayeti olarak değiştirdiği, ne var ki şikayetin 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediği gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiş; hüküm, şikayet eden üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Üçüncü kişinin dayandığı finansal kiralama sözleşmesinin tarihi dikkate alındığında, 6361 sayılı Kanun’un Geçici madde 4. maddesi uyarınca somut olayda yürürlükten kaldırılmış bulunan 3226 sayılı Kanun’un uygulanması gerekir. Anılan Kanun’un 17/2. maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmesine konu malların mülkiyeti üçüncü kişiye aittir....

          Başkanlığına ait olan toptancı halinde 25 nolu dükkandaki borçlunun tahsis hakkına konan haczin kaldırılması (haczedilmezlik şikayeti) istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 12. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 12. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczedilmezlik Şikayeti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 7,10 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Temyiz itirazları yerinde değil ise de; Aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun borçluya 06/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süreden sonra 25/09/2018 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin de bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Temyiz itirazları yerinde değil ise de; Aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, kıymet takdiri işleminin 12/07/2017 tarihinde borçlunun huzurunda yapıldığı, borçlunun ise yasal yedi günlük süreden sonra 07/08/2017 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin de bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Başvuru bu hali ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82/1- 4. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu traktör üzerine 02/07/2015 tarihinde sistem üzerinden haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 04/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasında bulunmadığı ve yasal yedi günlük süreden sonra 04/09/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüş olup şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmıştır....

                    Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılarının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece şikayetçi borçlunun ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlulardan ...'ın temyiz isteminin kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....

                      UYAP Entegrasyonu