GEREKÇE: İskenderun İcra Dairesi'nin 2017/21172 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı T4 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine 110.043,83 USD alacağın tahsili amacıyla 02/06/2017 tarihli Örnek N.10 ödeme emri ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, borçlu adına kayıtlı Hatay İli Arsuz İlçesi Alakop İmar Mah. 5 ada 21 Parsel sayılı taşınmaz üzerine 20.06.2017 tarihinde haciz konulduğu, 103 davet varakasının borçluya 10/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebine istinaden 22.06.2018 tarihinde satış kararı alındığı anlaşılmıştır. Meskeniyet iddiasına ilişkin haczedilmezlik şikayeti, yasal 7 günlük şikayet süresine tabidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı gerçek kişinin borçtan şahsen sorumlu olmadığı hususunun yeterince araştırılmadığını, taşkın haciz ve meskeniyet iddialarının mahkemece değerlendirilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraz, İİK'nın 58 ve 61. maddelerine dayalı dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti, İİK'nın 85. maddesine dayalı taşkın haciz şikayeti ile İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Şikayet dilekçesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamıyla; Yargıtay 12. hukuk dairesi 2018/12368 E 2019/18176 K sayılı kararında "....Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....
Yine davalı vekili tarafından banka haciz taleplerinin ve talep sonucunda gerçekleştirilen işlemin hukuka uygun olduğunu ancak; icra müdürlüğünün işlenen hacizlerin kaldırmasını hakkaniyete aykırı olduğu, şikayet hakkının alacaklı olarak kendilerinde olduğu beyan edilmiş ise de bu husus davalı alacaklının icra memuru tarafından haciz kaldırma işlemine ilişkin ayrı bir şikayetine konu olabileceği, bu aşamada haczedilmezlik şikayeti ile ilgisi bulunmadığından anılan istinaf sebebi yerinde değildir....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayetinin, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanacağından ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının olmadığı, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmiş ise de; davacının İstanbul Anadolu 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, adına kayıtlı ... ilçesindeki tarla vasfındaki paylı taşınmaz üzerinde ürün haczi yapıldığını, haciz işleminin yapılabilmesi için paydaşların her birinin paylarının belirlenmiş olması ve ortaklığın giderilmiş olması gerektiğini ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, haczedilmezlik iddiasının İcra ve İflas Kanunu'nda sınırlı olarak belirtilen hallere girmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir....
Mahkemece; haczedilmezlik şikayeti ileri süren kişinin takipte taraf ehliyeti olmadığı, taraf olmayan üçüncü kişinin İİK 82 maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetini ileri süremeyeceği, bu yönde şikayet ileri sürmesi için özel bir kanun hükmü de bulunmadığı anlaşıldığından haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte haczin kaldırılmasında hukuki yararlarının bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda şikayetçinin, haczin konulduğu icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişiler, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemezler....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/4245 ve 2012/4247 esas sayılı dosyalarından taşınmazlara haciz konulduğunu, taşınmazlardan bir kısmının İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12 bendi kapsamında haline münasip ev olduğunu, bir kısmının ise borçluların kendisi ile ailelerinin geçimini sağlayacak zaruri olan tarım arazisi olması sebebi ile aynı maddenin 4. bendi uyarınca haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. ...4. icra müdürlüğünün 2012/4245 esas sayılı dosya yönünden; İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluların taşınmazlarına 22.02.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir....
İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına kayıtlı şikayete konu taşınmazın tapu kaydına takip konusu dosya sebebiyle 21.11.2011, 06.12.2013 ve, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, 26.01.2015 tarihlerinde haciz şerhi işlenmiş olup, şikayetçi borçlunun 21.06.2013 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğünden taşınmaz üzerindeki haczin düştüğünün tespitini talep ettiği ve talebin 26.06.2013 tarihinde kabul edildiği görülmüştür....
Temyiz itirazları yerinde değil ise de; Aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun borçluya 06/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal yedi günlük süreden sonra 25/09/2018 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin de bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....