İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haczedilemezlik şikayeti nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Dava İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile 82/4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
münasip evi olduğu anlaşıldığından haczedilemezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Kişi alacaklılar lehine başka takip dosyalarından konmuş toplam 21 adet haciz kaydı bulunduğunu, öncelikle borçlunun bu dosyaların alacaklarına karşı haczedilemezlik şikayetinde bulunup bulunmadığını, haczedilemezlikten feragatin ve iş bu davayı açmadaki hukuki yararının ortaya konması açısından önem arz ettiğini, davacının diğer takip dosyaları için haczedilemezlik şikayetinde bulunmadığı takdirde haczedilemezlikten feragat ettiğini göstereceğini, o zaman davanın reddi gerektiğini, haczedilemezlik şikayetinde ispat yükünün borçluya ait olduğunu, dolayısıyla taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğunu, ispat etmesi gerektiğini, taşınmazın haczedilemezliği hususunun bu konuda herhangi bir yargılama olmaksızın müvekkili tarafından bilinmesi mümkün olmadığından , haciz işlemiyle alakalı olarak müvekkil bankaya bir kusur atfedilemeyeceğini, bu nedenle müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini beyanla davanın reddini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca haczedilemezlik şikayeti borçlunun kendisine ait mallar yönünden söz konusu olup, icra takip dosyasında hacze konu taşınmazın borçlu Mustafa Kılıç adına kayıtlı olduğu, takipte taraf sıfatı bulunmayan üçüncü kişi davacının borçlu olan eşi adına kayıtlı taşınmaz yönünden haczedilemezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve dava dilekçesi içeriğini tekrarlayarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; Adana 5....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İİK md. 82/12 gereği meskeniyet şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 2004 sayılı İİK md.16, md.82/12 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''a-)T1 yönünden; İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu ya 26/08/2021 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun ise 7 günlük sürenin dolmasından sonra 16/10/2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır....
Asıl dava yönünden davacının meskeniyet şikayetinin incelenmesinde; İİK 82/12 maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti hacze konu taşınmazın maliki tarafından ileri sürülebilecek niteliktedir. Takipte yer alan diğer tarafların taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasında bulunması söz konusu değildir. (Benzer; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2018/8179 esas 2019/11291 karar sayılı ilamı) Malik dışında birisi tarafından ileri sürülen meskeniyet iddialarının başkaca bir araştırma yapılmaksızın dava şartı eksikliği dolayısıyla aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca haczedilemezlik şikayeti borçlunun kendisine ait mallar yönünden söz konusu olup, davacının diğer takip borçlusu Akif Başdan adına kayıtlı taşınmaz yönünden haczedilemezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığından aktif husumet yokluğu nedeni ile şikayetin reddine karar vermek gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra İflas Kanunu 82. maddede belirtilen borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği belirtildiğini, aynı kanunun 16. maddesinde de bu şikayet hakkının 7 günlük yasal sürede kullanılacağı bildirildiğini, ancak 82. maddede "Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır." cümlesi ile haczedilemezlik şikayetinin kapsamının bildirildiğini, buna göre İİK ilgili hükümlerine göre meskeniyet şikayeti borcun ilgili meskenden doğmuş bir borç olması halinde gündeme geleceğini, Türk Medeni Kanunu 807. maddesine göre "Geri verme anında malik ve intifa hakkı sahibi tarafından ileri sürülebilecek bütün istem hakları, bu andan başlayarak bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar". Davalı/alacaklı borcun doğması üzerinden 1 yılı geçtikten sonra ilgili haciz işlemini yapıldığını, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir....
Meskeniyet şikayeti, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak çözümlenmelidir. Bilirkişiler tarafından öncelikle, şikayete konu taşınmazın müştemilatı ve arsası ile birlikte değeri tespit edildikten sonra borçlunun haline uygun bir evi ne kadara alabileceği belirlenmelidir. Ayrıca borçlunun taşınmazda müşterek veya iştirak halinde malik olması meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmez. Bu durumda borçlunun hisse değeri belirlenerek meskenin haline uygun olup olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Yüksek mahkeme kararları da bu yöndedir. Ayrıca borçlu evini ipotek ettirmiş ise meskeniyet iddiasında bulunamaz. Bu durumda borçlunun meskeniyet iddiasından önceden feragat ettiğinin kabulü gerekir. Ancak bir kimsenin esnaf kredi için aldığı borç para geçimini sağlamaktan kaynaklandığı için bu borca ilişkin kurulan ipotek zorunlu ipotek kapsamında olduğundan haczedilemezlik şikayetinin ileri sürülmesine engel teşkil etmez....