Dava dilekçesi içeriğinden, davanın konusunun taşınmazın mülkiyetine yönelik olmadığı, davacı alacaklının mal rejiminden kaynaklanan katılma/katkı payı alacağının tahsili amacına yönelik olduğu gözetildiğinde, davanın muvazaa (TBK m.19) hukuki olgusuna dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 277'nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi için usulüne uygun ıslah bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre; a) Davacı dosyaya 2013/1608 sayılı takip dosyasından borç ödemeden aciz belgesi ibraz etmiştir. Dava dilekçesi ve dosya içerisinde yer alan icra dosyaları ve belgeler incelendiğinde iş bu aciz belgesinin dayanak hangi icra dosyasına ait olduğu anlaşılamamıştır. Mahkemece iş bu belgenin hangi dosyadan alındığı araştırılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde genel muvazaa nedeniyle açılmış iptal davası olduğu açıkça belirtilmesine rağmen mahkemece bu hususun göz ardı edilecek salt İİK 277 vd. maddelerine göre açılan dava olarak değerlendirildiğini, dava dilekçesindeki İİK 277 ibarelerinin kıyasen uygulanması amacıyla yazıldığını, Yargıtay yerleşik uygulamasının bu doğrultuda olduğunu, muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresinin uygulanamayacağını, tensip zaptında TBK 19.madde uyarınca yazılı yargılama usulü uygulanmasına karar verildiği halde davada İİK 277.vd.maddeler uyarınca red kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yargılama aşamasında verilen ihtiyati haciz kararı ile davanın red gerekçesi arasında uyumsuzluk olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/2092 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/203 ESAS, 2021/184 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı) KARAR : Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/203 esas, 2021/184 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (TBK 19....
Bu nedenlerle, iş mahkemesince tasarrufun iptali istemi yönünden taşınmazların devredildiği şirket ve kişiler yönünden dosya tefrik edildiğinden, başka bir deyişle iş mahkemesindeki dava işçi alacaklarının tahsili olarak devam ettiğinden, iş mahkemesinde aynı konuda açılmış bir derdest bir davadan bahsedilemeyecektir. Bu durumda yerel mahkemece yapılması gereken, muvazaaya dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasında işveren Trend Mağazacılık İnternet...Dış. Tic. AŞ''nin ve muvazaaya dahil oldukları iddia edilen grup şirketlerinin ve yöneticilerinin ( Gold Tekonolji ...AŞ, Gold İnternet Tekonolojileri AŞ, Gold Bilişim Kurumsal Hiz........
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın tasarrufun aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. (Yargıtay 17. HD., 2015/3673 E., 2017/4077 K.; Yargıtay 17. HD., 2019/5613 E., 2020/7642 K.; Yargıtay 4....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda, dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılmıştır....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır .Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, TBK.' nun 19.maddesi gereğince genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Yargıtaya Geliş Tarihi:19.10.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; genel muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescill istemine ilişkindir.. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....