Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/11/2021 tarih ve 2019/365 Esas 2021/430 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19 m.) istemine ilişkindir. TBK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/84 esas, 2021/212 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) talebinin kabulüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava;Tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Hukuk Dairesinin 2021/19277 Esas ve 2022/10757 Karar numaralı, 21/09/2022 tarihli kararıyla özetle; "Asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. (...) Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....
Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK'nun 10.02.2016 gün, 2014/17-2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında "...tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır....
Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK'nun 10.02.2016 gün, 2014/17- 2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında "...tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar arasında yapılan muvazaalı işlemlerin TBK 19. maddesine göre iptalini vurgulamış olmaları ve yargılama aşamalarında da iptalini istedikleri tasarrufun İİK 277. vd. dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair beyanda bulunmamalarına rağmen yerel mahkemece, TBK md. 19 gözetilmeksizin, tasarrufun iptali davasının şartlarından birisi olan aciz vesikasının ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin yerinde olmadığından bahisle taleplerini reddettiğini, İİK 277 kapsamında tasarrufun iptali ve muvazaa davaları arasında önemli farklılıklardan bir tanesinin muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçimesine ve aciz belgesi almasına gerek olmayacağını belirterek ara kararının kaldırılıp talepleri doğrultusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir/haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
a ödemeleri yaparak tapudaki 17/240 ve 15/240 hisseleri satın aldığı anlaşıldığından, muvazaa iddiasının da ispatlanamadığına kanaat getirilerek, muvazaa nedeniyle tapudaki hisse devrinin iptali talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu tasarrufların tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi gerekçesi ile tasarrufun iptali talebinin reddine, muvazaanın da davacı tarafından ispatlanamaması gerekçesi ile muvazaa nedeniyle tapudaki hisse devrinin iptali talebinin reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacı dava dilekçesinde İİK 284'e göre hak düşürücü süre olan “5 yıllık” sürenin geçtiğinin mahkemece kabulü halinde BK 19'a göre davanın değerlendirilmesi talep edilmiştir. Bu ileri sürülüşe göre dava BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin olduğu kabul edilmelidir....
Ve terditli olarak TBK 19. Maddesine dayalı muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkin olup davalılar arasında yapılan Afyonkarahisar İli Merkez İlçesi Erkmen Köyü 2993 ada 7 Parselde kayıtlı taşınmazın borçlu T6'ın 28/02/2014 tarih ve 4285 yev. Nosu ile T3 300.000,00- TL bedel karşılığında satış ve temlikinin muvazaalı işlem iddiasına dayalı tasarrufun iptali ile cebri icra istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir....