Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, aciz belgesi sunulmadığını, harcın tamamlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazı borçludan değil borçlunun kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı müteahitten ve müteahite düşen dairelerden 35.350 TL bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu dairenin bulunduğu taşınmazın borçlu ve arkadaşları tarafından 26.12.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşme ile dava dışı ...'ne bina yapılmak üzere verildiği, anılan sözleşme gereğince dava konusu bağımsız bölümün yüklenici şirkete isabet ettiği, yüklenici şirketin taşınmaz maliklerinden aldığı vekaletname ile işlemleri yürüttüğü, dava konusu dairenin yüklenici şirket tarafından yapılıp davalı ...'...

    Somut olayda dosya kapsamından; davacı ile dava dışı yüklenici arasında akdedilen 21.05.1993 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile dava konusu dairenin yükleniciye bırakıldığı, yükleniciden bu daireyi 27.03.1997 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalının satın aldığı, yüklenicinin işi % 45 seviyesinde bırakması üzerine davacının yükleniciye karşı 08.06.1999 tarihinde sözleşmenin feshi davası açtığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin borçlunun temerrüdü nedeniyle geçmişe etkili olarak 21.05.1993 tarihinden itibaren feshine karar verildiği ve kararın 02.05.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı satış vaadi sözleşmesini, yüklenici ile davacı arsa sahibi arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak yaptığından; kat karşılığı inşaat sözleşmesi feshedilmedikçe davalı taşınmazda oturmakta iyiniyetli kabul edilmelidir....

      Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ile dava edilen 2 nolu bağımsız bölümün yükleniciden satın alındığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmaktadır....

        Her ne kadar mahkemece, davalı arsa sahibi...p yönünden davacının yükleniciden 08.05.2006 tarihinde noter satış vaadi ile sözleşme yapmadan önce davalı arsa sahibi...p tarafından 10.02.2005 tarihli ihtarname ile uyarıldığı ayrıca binada yıkım kararı mevcut olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı arsa sahibi...p ile davalı yüklenici ... arasındaki 2001 yılında kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden sonra davacının 10.08.2002 tarihinde davalı yüklenici ...' den kaba inşaat halinde iken bir daire satın aldığı ve kaba inşaat halinde aldığı taşınmazın ince işçiliğini, eksiklerini davacının yaptırarak taşınmaza oturduğu, daha sonradan davalı arsa sahibi...p' ün 10.02.2005 tarihinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince bu dairenin kendisine isabet eden dairelerden olduğunu ihtarname ile bildirdiği ve akabinde de davacı aleyhine men' i müdahale davası açtığı neticede davanın kabulüne karar verildiği, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava; arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan davaya konu satış sözleşmeleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi dikkate alınarak davanın nitelendirmesi yapıldığında her ne kadar davacılar ile davalı yüklenici arasındaki, sözleşmeler yapı ortaklığı sözleşmesine benzemekte ve yapı ortaklığı üyelerinin davaya dahil edilmedikleri değerlendirilebilir ise de, yüklenici ile arsa maliki arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi noterde yapılmadığından şekil noksanlığından geçersiz olup, neticeten geçersiz kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davacıların arsa malikine karşı hak iddia etmeleri mümkün bulunmadığından, davanın yükleniciden veya yapı ortaklığından bağımsız bölüm satın alımına ilişkin olarak nitelendirilmesinin bir önemi bulunmayıp, her iki durumda da anılan gerekçe ile dava redde mahkum olduğundan (her ne kadar mahkemece davanın esastan reddi yerine hukuki yarar yokluğundan reddine denilmiş ise de sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmiş olduğundan) dava...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Yükleniciden alacaklı olan kişi tarafından arsa sahiplerine karşı açılan davada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye edimi karşılığı bırakılan payın yüklenici adına tescili istendiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 04.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece davalı arsa sahiplerinin davacının % 71 seviyesinden sonraki katkısı nedeniyle ne miktarda ve ne şekilde zenginleştiklerinin alınacak bilirkişi raporu ile tespit ettirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşen daireyi 23.1.1996 tarihli harici sözleşme gereğince yükleniciden satın alıp bedelini ödemiştir. Tapulu taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de; arsa malikleri ile resmi şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olduğundan yüklenici ile yapılan sözleşme geçerlidir. Davacı geçerli sözleşmeye dayanarak davalı yükleniciden taşınmazın rayiç değerini isteyebilir....

                Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez; Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Yerinde yapılan keşif sonrası düzenlenen uzman bilirkişinin rapor içeriğine göre yüklenicinin arsa sahibi ile aralarındaki inşaat sözleşmesi uyarınca edimini tam olarak yerine getirmediği, dava konusu bağımsız bölümün de içinde bulunduğu yapıdaki inşaat seviyesinin % 91,33 oranında kaldığı anlaşılmaktadır....

                  Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu