İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur...." hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R İcra Mahkemesi'ne yapılan talep 3. kişinin İİK'nun 89/1. maddesi kapsamında 1. haciz ihbarnamesine yapılan itiraz ve buna ilişkin gecikmiş itiraza ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle davacının gecikmiş itiraza yönelik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi'nin şikayeti nitelendirmesi ve gerekçesi hatalı olduğundan ilk derece mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davacının gecikmiş itiraz şikayetinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
Davacı adına vekili başvurusunda "..ilamsız takipte ödeme emrinin işyeri tarafından 04/10/2019 tarihinde alındığını, müvekkiline 08/10/2019 tarihinde iletildiğini,.." beyan etmiş davasını gecikmiş itiraz olarak nitelemiş Mahkemece de yukarıda açıklanan özetle " raporun incelenmesinde yatak istirahatinin söz konusu olmadığı, 2004 sayılı İİK'nun 65. maddesinde gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı " gerekçesi ile gecikmiş itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/394 esas sayılı dosyasını açtığını, davacı tarafın yukarıda belirtilen gecikmiş itiraz dosyasında ve iş bu dosya olan tebligatın usulsüzlüğünü iddia ettiği dosyada iki faklı ıttıla tarihi vererek işbu şikayet dosyasının süresi yönünden kabul görmesini sağlamak amacında olduğunu belirterek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesini talep ederek istinafa cevap vermiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava konusu uyuşmazlık; usulsüz tebliğ ve icra memur muamelesini şikayete ilişkindir....
sürekli hastanede olması ve itiraz hakkının olmaması nedeni ile gecikmiş itirazın kabul edilmesini, takipte borçlunun yerleşim yeri Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacaklıya borcu bulunmadığını, takibe dayanak sözleşmede yazılı taşınmazın alacaklıya devredildiğini, dayanak sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını belirterek tebliğ tarihinin 12/10/2020 olarak düzeltilmesini, yetkiye borca ve imzaya itirazının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını aksi halde gecikmiş itirazın kabulünü istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte, takip borçlusunun gecikmiş itiraz talebiyle yaptığı şikayet ve borca itiraz davasına ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından davacı hakkında Akşehir İcra Müdürlüğü'nün 2020/1259 Esas sayılı dosyasıyla 55.000,00 TL bedelli, 07/01/2019 tanzim, 01/09/2019 ödeme tarihli senede ilişkin 20/03/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılmıştır. Davacıya ödeme emri 28/05/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 08/06/2020 tarihinde gecikmiş itiraz sebeplerini bildirerek, borca itiraz ve senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelik şikayet başvurusununda bulunmuştur. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur....
Ancak; Mirasçılar, takipten muttali oldukları tarihe göre yasal süresi içinde başvurmuş olmaları halinde, murislerine yapılan ödeme emrine ilişkin gecikmiş itirazlarını ileri sürebilirler. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....
İİK'nın 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. Somut olayda davacı borçluya TK'nın 21/2 maddesine göre ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....