"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların maliki olduğu 1131 parsel sayılı taşınmazda mevcut yolun yetersiz olduğunu belirterek, l133 parsel sayılı taşınmazdan 6 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda, davacının geçit hakkı isteminde bulunabilmesi için taşınmazının genel yolla bağlantısının bulunmaması başka bir ifadeyle geçit ihtiyacı içerisinde olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı, 144 ada 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazları lehine komşu parseller üzerinden geçit hakkı kurulması talebinde bulunmuştur. Dosya arasındaki kadastro paftası ve hükme esas alınan kroki incelendiğinde, davacının taşınmazlarının doğu tarafından yola cephesinin bulunduğu sabittir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelere ve davacının dava dilekçesindeki beyanı ile keşifteki mahkeme gözlemine göre davacının taşınmazlarının 3,5-4 metre genişliğindeki genel yola cepheli olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu söylenemez. Davanın bu nedenle reddi gerekirken davacının geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğundan bahisle davanın kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.08.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 165 ada 75 parsel sayılı taşımaz lehine davalılara ait taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuş; davalı ... taşınmazı aleyhine geçit hakkı kurulmasını kabul ettiğini beyan etmiştir....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Genel yola ulaşım birden fazla taşınmazdan geçilmek suretiyle mümkün oluyor ise geçit hakkının bu taşınmazların tümü aleyhinde ve kesintisiz şekilde kurulması zorunludur. Dava ile amaçlanan genel yola ulaşmak olduğuna göre, kesintisiz olarak bağlantı kurulmalıdır. Aradaki bir taşınmaz atlanmak suretiyle geçit kurulamaz. Geçit güzergahında bulunan bir kısım parsel maliklerinin yol vereceklerine inanılarak dava edilmemeleri doğru değildir. Bu parsel maliklerinin davada yer almaları sağlanmalı, sağlanamamışsa davacıya kendi taşınmazı ile yol verecek olan taşınmaz arasında tapuda akti geçit irtifakı kurdurma olanağı tanınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 26.01.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkıdır. Bu tür davalarda istekte bulunanın geçit ihtiyacı karşılanırken geçit yeri olarak belirlenen bölümün mülkiyeti aleyhine geçit kurulanda kalır. Böyle olunca; geçit yeri bedeli saptanırken hesaplanacak bedel hiçbir zaman tam bedel değil, geçit yerinin irtifak bedelidir....
yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.Hükmü, davalı hazine temsilcisi temyiz etmiştir.Geçit hakkı ancak tapuya tescil edilmiş taşınmazlar üzerinden kurulabilir....
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....
Zorunluluk hallerinde yüzölçümü itibariyle birbirine denk olan taşınmazların ortak sınırından geçit hakkının kurulması düşünülebilir ise de geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan parsel üzerinden geçit hakkı kurulmalıdır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece yapılması gereken iş; fedarkarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan 1920 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasının mümkün olup olmadığını araştırmak, mümkün olmadığı takdirde diğer alternatifler üzerinde durmak olmalıdır. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; geçit hakkı kurulurken derenin bir kısmının doldurulması şeklinde şarta bağlı hüküm tesisi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalı ...'...
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir....