Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 960 sayılı parsel yararına fen bilirkişisinin 04.03.2010 tarihli bilirkişi krokisinde yeşil renkle gösterilen 945, 2760, 964, ve 962 parsellerin 351 m2’lik kısmı üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, 945 parsel malikleri ile 944 parsel maliklerinden davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747 (önceki Medeni Kanunu’nun 671.) maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır....

    Hukuk Dairesinin 2015/10609 E-2018/2775 K sayılı ilamıyla, “Davacının maliki olduğu 202 ada 3 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük olan taşınmaz aleyhine geçit kurulması gerekir. Dosya içerisindeki tapu kayıtları, pafta sureti ile bilirkişi raporu ve krokilerine göre lehine geçit kurulması istenilen 202 ada 3 parsel sayılı taşınmazın güney batısındaki 202 ada 6 sayılı parselin yüzölçümünün, aleyhine geçit hakkı istenilen diğer tüm parsellerden daha büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır....

      Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 03.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 16.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacılar, paydaşı oldukları 156 ada 146 parsel sayılı taşınmaz lehine, 156 ada 149, 157 ada 8 ve 157 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... ve ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı ......

          Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

            Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Geçit hakkı tesisine taşınmazların ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Aleyhine geçit kurulan 413 parsel sayılı taşınmaz maliki hakkında harcı verilmek suretiyle usulüne uygun olarak açılmış veya haricen açılarak bu dava ile birleştirilmiş bir dava bulunmamaktadır. Mahkemece taraf teşkilindeki bu eksiklik tamamlanmadan davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              (HMK m.26/1) Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, maliki olduğu 165 ada 14 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar yararına ayrı ayrı geçit hakkı kurulmasını istediği halde mahkemece, davacıya ait 165 ada 14 ve 16 parseller lehine davalı adına kayıtlı 165 ada 15 parsel üzerinden geçit hakkı tesisine şeklinde hüküm kurulması ile yetinilmiş; davacının lehine geçit istediği 16 parsele ulaşacak şekilde geçit tesis edilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, geçit hakkının taşınmaz yararına kurulması gerektiği de dikkate alınarak gerekirse davacıya ait 16 parsel lehine yine davacıya ait 14 parsel üzerinden geçit hakkı kurulmasının düşünülmemesi ve yazılı olduğu üzere infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                aleyhine 01.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi, birleştirilen davada davacı ... tarafından davalılar Hazine, ... ve ... aleyhine 23.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi, birleştirilen davada davacı ... tarafından davalılar Hazine ve ... aleyhine 20.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın kabulüne dair verilen 07.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine vekili, ... vekili vd. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....

                  Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın dosya içerisinde bulunan paftası incelendiğinde, genel yola ulaşımı sağlayan bir yolun olduğu ancak bu yola çıkabilmek için fen bilirkişisi raporunda gösterilen A harfli yerden geçit hakkı kurulmasının yeterli olduğu anlaşılmış olup mahkemece bu durum gözardı edilerek B ve C harfi ile gösterilen yerlerden de geçit hakkı kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan paftada yol olarak gösterilen yerin fiili olarak işgal edilmesi sebebiyle davacının başka taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını talep etmesi mümkün değildir. Böyle bir durum söz konusu ise davacının genel yola ulaşımını engelleyen kişi ya da kişilere karşı müdahalenin önlenmesi ve kaldırılması için başkaca yasal yollara başvurması gerekirken geçit tesisi için dava açması yerinde değildir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.11.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 34 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalı ...’e ait 390 sayılı parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Davalılardan ..., kendi taşınmazı aleyhine geçit hakkı kurulması halinde taşınmazının bütünlüğünün bozulacağını belirterek davanın reddi savunmasında bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu