Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir....

    veya kimlik bilgilerini kullanması suçunun oluşmadığı gibi fiilinin TCK.nın 206. ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddelerine aykırılığı da oluşturmayacağı, ancak 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununun 1 ve 2. maddeleri gereği, özel veya resmi konaklama, dinlenme, bakım ve tedavi tesisleri ve işyerlerinde geçici veya sürekli olarak kalan, oturan ve çalışanlar, kimliklerini bildirmekle yükümlü olmaları ve bu yükümlülüğe aykırı davranmaları halinde, 1774 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca kabahat niteliğinde idari para cezasıyla cezalandırılacağı hükmü karşısında, sanığın eyleminin 1774 sayılı Kanunun 17. maddesinde “ kimlik bildirme belgesinde gerçeğe uymayan bilgi verme ” şeklinde tanımlanan kabahati oluşturacağı, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı...

      in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, 21.11.2013 tarihinde açılmış; mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, tapu kaydında kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1027. maddesi çerçevesinde mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 382/(2)-ç-1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür....

        nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, 24.12.2013 tarihinde açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere, tapu kaydında kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1027. maddesi çerçevesinde mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 382/(2)-ç-1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür....

          ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİTAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 702 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 13 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, tapu kayıt maliki olan murisi A… … Ş… …..'in "C… …." olarak yazılı bulunan baba isminin "H… …." olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir....

            Bu nedenlerle dava süreci başlamadan veya dava süreci bitinceye kadar mevcut risklerin ortadan kaldırılması amacıyla “geçici hukuki himaye tedbirleri” ne başvurulur. HUMK'nun 101. ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir de esas hakkındaki hükme kadar taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak, böylece davacının açmış olduğu davayı kazanması halinde dava konusu olan şeye kavuşmasını daha dava sırasında güvence altına almak amacıyla başvurulan geçici hukuki himaye tedbiridir. Somut olayda, davacının tapu iptali ve tescil davası açması üzerine dava konusu taşınmazın tapu kaydına 28.02.2007 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Böylece, davacı yargılama sonucuna kadar dava konusu taşınmazın tapu üzerindeki haklarını tedbir kararıyla geçici koruma altına almıştır....

              Bilindiği üzere, tapu kaydında kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi çerçevesinde mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/2-ç-1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür....

                Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesinde de kütük üzerindeki belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilmesi için ilgililerin olurunun alınması, yazılı olur olmadığı takdirde düzeltmenin yapılması için defterdarlık veya malmüdürlüğünden dava açılmasının talep edilebileceği hükmü getirilmiştir. Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinde de sicildeki yanlışlığın düzeltilmesinde ilgililerin oluru olmadığı sürece yanlışlığın mahkeme kararı ile düzeltilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda da; dava konusu 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların kayıt malikinin vekaletname ile ...'e verdiği satış yetkisinin sahte kimlik ile düzenlenen vekaletname ile Kemal Şahin'e devredildiği, tüm bu hususların işlemlerin dayanağı olan belgelerden anlaşıldığı, bu nedenle de ...'in yaptığı satışın ve buna bağlı tapuda yapılan işlemlerin yolsuz olduğu ileri sürülmektedir. Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumludur....

                  Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Eldeki davada mahkemece yeteri kadar araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Mahkemece, getirilen tapu kayıtlarından 1 parselin ......

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -KARAR- Dairemizin 30.05.2016 tarih ve 2015/4828 E., 2016/3311 K. sayılı geri çevirme kararı ile, gerekçeli kararın ve birleşen dosyada şikayet olunan ... vekilinin temyiz dilekçesinin, birleşen dosyada şikayetçi vekiline, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun tebliği istenmiş ise de, gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin Tebligat Kanunu'nun 17. ve 20. madde hükümlerine aykırı olarak, tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmeden, evrak memuru ....e tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliği'nin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da Tebliğ belgesinde bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu