Başkonsolosluğunun 08.02.1992 tarihli vekaletnamesi ile davalının eşi olan oğlunu vekil tayin ettiğini, ancak oğlunun anılan vekaletname ile çekişme konusu taşınmaz için davalı ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali için dava açtığını, ancak talebi olmamasına rağmen bedelin tarafına ödenmesine hükmedildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine de davalının kendisine satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açtığını, davanın kabul edildiğini ve kesinleştiğini, 1988 yılında beyin felci geçirdiğini, vekaletname tarihinde ehliyetsiz olduğunu, vekaletnamenin ve sözleşmenin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak verilen tescil kararının da geçersiz olduğunu ileri sürerek 08.02.1992 tarihli vekaletnamenin iptaline, geçersiz vekaletnameye dayanılarak yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ve tapu kaydının iptali ile adına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 14.06.2012 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ... ile 05.06.1991 tarihinde ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ 25.03.1999 tarih ve 11445 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu ... İli, Ümraniye İlçesi 27 ada 379 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 5845 parsel sayılı taşınmaz ve bu taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 937 ada 2 parsel sayılı taşınmaz arasında irtibat kurulamadığından, ada ve parsel numarası belirtilen her üç taşınmazın ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlarıyla tüm geldi-gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tapu kütük sayfalarının ve dayanağı belgelerin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE 05.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece 23.8.2002 günlü biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında kalan 195 ada 7 ve 8 numaralı parseller ile 196 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tesciline, davalıların satış bedelinden kalanının tahsilini teminen giriştikleri icra takibinden ötürü davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri bir satım akdi değil, alacaklısına ileride satış akdi yapmak üzere satış vaadi borçlusunu ifaya zorlama yetkisi sağlayan bir ön akit (akit yapma vaadi) dir. Gerçekten; satış vaadi borçlusu iradi olarak ön aktin konusunu teşkil eden borcunu yerine getirmezse vaad alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanarak ifanın hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir. Eldeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ferağa icbar yoluyla tescil isteminin dayanağı Türk Medeni Kanununun 716. maddesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.07.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 25.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşik dava; vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali, aksi taktirde tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacı taraf tanıklarının taşınmazın 2006 yılında..... tarafından ...'e satıldığı beyan edildiği bu beyanlara davacı tarafın itiraz etmediği, bu durumda davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinin ..... vekaleten sözleşmeyi imzalayan ... ile davacı ...'in gerçek iradelerini yansıtmadığını, haricen satın alındığı iddia edilen taşınmazın devrini temine yönelik olduğu ve muvazaalı olduğu ve satış bedelinin de ...'...
Noterliğinin 24.02.2005 tarihli ve 03570 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayandığı, ancak bu sözleşmenin konusunu oluşturan taşınmazın ...'a mülkiyetini geçirecek olan temeldeki kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmelerinin İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davalı ... ve ...'ın mülkiyet iddiasında bulunamayacaklarını, taşınmaz hakkında satış vaadi sözleşmesi de yapamayacaklarını, bu nedenle hem birbirleri arasında yaptıkları hem de davacı ile yaptıkları satış vaadi sözleşmesinin mülkiyeti geçirme borcuna yönelik işlem temelinin çöktüğü belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstanbul 20....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı- birleştirilen davada davacı vekili tarafından, davalılar- birleştirilen davada davalılar aleyhine 03/02/2006 ve 16/05/2007 günlerinde verilen dilekçeler ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 15//07/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava ve birleştirilen dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, 26 parsel malikleri ... (Gül),... ... ..., ... ve ...'ün... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI Yargıtaya Geliş Tarihi:02.12.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
Noterliğinin 21.12.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelenmekle, satış vaadinde bulunanın davalı ..., satış vaadini kabul edenin ise dava dışı ... olduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile her ne kadar ...'ın davacı adına işlem yaptığı iddia edilmiş olsa dahi satış vaadi sözleşmesinin vekaleten yapılmadığı, ayrıca sözleşmede taşınmazın ada ve parsel numarasının yazılı olmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın tapusuz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; dava konusu satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır. İfa olanağı bulunmayan ve Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi uyarınca geçersiz sayılan bir sözleşmeye dayanılarak tescil hükmü kurulması mümkün olmayıp, vaat alacaklısı sözleşmeye dayalı olarak ödediği bedelin iadesini isteyebilir....