Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın kayden paydaşı olduğu 1132 ada 66 sayılı parselin kayyım ile idare edildiğini ileri sürerek, gaipliğe ve TMK.'nun 588. maddesi uyarınca Hazine adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya bir diyeceği olmadığını bildirmiş,bir kısım dahili davalılar davaya cevap vermemiş ve dahili davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... kızı ...'nın mirasçılarının bulunduğu ve gaip olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j....

    Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir....

      İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava ispatlandığı halde, yerel mahkemece toplanan delillerle uyuşmayan gerekçeyle haksız ve hukuka aykırı karar verildiğini, Nevzat Yıldırım'ın ölüm hakkında kuvvetli olasılık bulunduğunun ispatlandığını, tanık beyanlarının da bu yönde olduğunu, tanıkların beyanlarının aksini ortaya koyan bir delil de dosyaya sunulmadığı gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, asıl dava ve karşı dava artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

      Mahkemece, tasfiyeye konu edilen menkul değerler ve taşınmazların edinme tarihleri dikkate alındığında edinilmiş mal kapsamında oldukları ancak tasfiyeye konu edilen menkul değerler ve taşınmazların davalının babasına ait taşınmazların kamulaştırma bedeli ile alındığının davalı tanıklarının beyanları ve dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. mad.). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler, 24.12.1999 tarihinde evlenmiş, 05.04.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.06.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son)....

        O halde, Mahkemece, her ne kadar birleşen dava yönünden taraflarının ve dava konusunun, daha önceden açıldığı tartışmasız olan asıl dava niteliğindeki dosyasının tarafları ve konusu ile aynı olduğu sabit bulunduğundan, birleşen dava yönünden dava şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi yerinde ise de, faiz alacağı yönünden talep derdestlik söz konusu olmadığından ayrı bir dava konusu olduğu kabul edilerek faize yönelik talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalı olmuştur....

          tan çekilen kredinin kredi borcunun miktarı ve kredi borcunun oranı ayrı ayrı belirlenerek, yukarıda belirtilen Dairemiz ilke ve esasları uyarınca değerlendirme yapılarak, gerektiğinde bu hususta konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık ayrıntılı rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre, iddia ve savunma çerçevesinde katılma alacağı talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, talebin niteliğinde de hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            O halde, Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre, tasfiyeye konu taşınmazın edinilmesinde kullanılan konut kredisinin kapatılması için kullanılan tüketici kredisinin boşanma dava tarihinden sonra da devam ettiği dikkate alınarak, peşinat, evlilik birliği içinde ödenen kredi borcu ve bakiye kredi (kapatma için kullanılan tüketici kredisi) borcu oranları ayrı ayrı bulunarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, delillerin tamamı toplanmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine ve HUMK'un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve...

              Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad. 228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; mahkemece, karar tarihinden yaklaşık yedi yıl önce 15.10.2014 tarihi itibarıyla hesaplanan güncel değere göre artık değere katılma alacağına hükmedilmiştir....

                Türk Medeni Kanunu’nun 32.maddesine dayanan gaipliğe ilişkin davalar çekişmesiz yargı işlerinden olup (HMK m. 382/2-a-4) çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. (HMK m. 388) Durum ve şartlarda değişiklik halinde daha önceki istek reddedilmiş olsa bile, şartlarının varlığı halinde yeniden karar verilmesi imkan dâhilindedir. Bu bakımdan davanın kesin hüküm nedeniyle reddi doğru değil ise de davacı, ilgilinin ölümü hakkında kuvvetli olasılık bulunduğuna ilişkin yeni bir delil getirmediğine göre davanın reddi bu sebeple sonucu bakımından doğru olup gerekçe açıklanan şekilde değiştirilmek suretiyle sonucu bakımından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu