Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TMK.md.33) Hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin yüz yaşını aşmış olması, ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığına delalet eder.(Yargıtay 2.HD., 29/03/2011, 2010/3609E. - 2011/5554K.) Türk Medeni Kanununun 588. maddesi, 100 yaşın aşılmasını ölüm için karine olarak belirlemiştir. (Yargıtay 2.HD., 26/12/2012, 2011/22237E. - 2012/31628K.) Bu karinenin aksi ispat edilemediği takdirde, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin gaipliğine karar verilmesi gerekir. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.(TMK.md.35/2) Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davanın, TMK'nın 32. ve devamı maddeleri kapsamında gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

Tüm bu açıklamalara göre, Mahkemece, yukarıda açıklanan Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre, öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunup bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü yapılarak, denkleştirmede davalı lehine dikkate alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kalan kredi borcu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmü düzenlenmiştir....

    Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmez ise evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Eşler arasında mal rejimi tasfiye edilirken mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 s.lı TMK mad. 235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirilir (TMK mad. 228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

    Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından duruş......ı olarak ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz edilmesi üzerine, duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verilmiş olmakla Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen dava dilekçesinde belirtilen 5 adet taşınmaz ve banka hesaplarındaki para nedeniyle 10.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1....

      Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun’un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir....

        O halde mahkemece tüm deliller değerlendirildikten sonra davacının terk (TMK mad 164) hukuki sebebine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.10.2015(Çrş.)...

          Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı, T3 Kıvrak’ın kardeşi olduğunu, 1974 yılında Zeynep isimli kadınla evlendiğini, 1976 yılında askere gittiğini ve askerden dönmediğini, kardeşinin eşinin 5 yıllık sürede kendisinden haber alınamaması sebebi ile boşanmalarına karar verildiğini, kardeşinin nüfusta 65 yaşında olduğunu, ancak 45 yıldır kardeşinden haber alınamadığını, ölümü hakkında kuvvetli şüphe bulunması sebebi ile kardeşi T3 Kıvrak hakkında gaipliğine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİĞE KARAR VERİLMESİ YARGITAYA GELİŞ TARİHİ:11.09.2020 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; gaipliğe karar verilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İlk derece mahkemesince; hakkında gaiplik kararı verilmesi talep edilen kişi yönünden ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunduğunun ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili yargılama sırasındaki gerekçeler ve internet ortamında yayımlanan bir dergide hakkında gaiplik kararı verilmesi talep edilene ilişkin yayımlanan haberde öldüğünün bildirildiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu