"İçtihat Metni" MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, erkeğin boşanma davası kabul edilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-davalı erkeğin, ilk boşanma davası açıldıktan sonraki fiili ayrılık döneminde, Eda isimli kişi ile birlikte aynı hanede yaşamaya başladığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında başka bir kadınla karı-koca gibi fiili birlikteliği olan erkeğin zina eyleminin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Öyleyse, kadının zinaya dayalı boşanma davasının, erkeğin sübut bulan zinası sebebiyle (TMK m. 161) kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı kadın tarafından açılan ve retle sonuçlanan ilk boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık döneminde davalı erkeğe yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamamıştır. O halde, retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma sebebi yaratan davacı kadın, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinin kabulü doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası olup, mahkemece; "...eldeki davanın davacısı erkek eş tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılan fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının, davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı kadının ise kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, bu davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı kadına bir kusur yüklenemeyeceği, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığının ispatlanamadığı ve kişinin kendi...
çocuğun babası ile görüşmediğini, sosyal medya dahil annesinin soyadını kullandığını, ayrılık dönemindeki davalının ağır kusurlu davrandığını ortaya koyduğunu, davalının düzenli ve sabit geliri olduğunu, davalının iştirak nafakası istediğini, eş için iştirak nafakası istenemeyeceğini, taleplerin davayı uzatmaya yönelik olduğundan tazminat ve nafaka taleplerinin dosyadan tefriki ile ayrı dava dosyası ile devamına, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasıdır. Davanın dayanağı olan Aile Mahkemesinin 2008/982 esas sayılı dosyası dosya içerisinde bulunmamaktadır. Kartal 3. Aile Mahkemesinin 2008/982 esas sayılı dosya ile incelenmesi gerekli görülen Aile Mahkemesinin 2011/245 esas, 2012/645 karar sayılı dosyaların da eklenmesi, eksikliğin tamamlanmasından sonra Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2015 (Salı)...
TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup boşanma davalarında yetki kesin değildir. TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup, boşanma davalarında yetki kesin değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 168. maddesine göre ise, boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Boşanma davalarında yetki kesin yetki değildir. Somut olayda; dava, ... tarafından ......
boşanma davalarını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa neden oldukları, böylece tarafların eşit kusurlu olduklarına" karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkeğin, retle sonuçlanan boşanma davaları açıldıktan sonra davalı kadını yaralamak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında fiili ayrılığa esas Şişli 1. Aile Mahkemesi'nin E.2005/1208-K.2007/278 sayılı dosyasında, kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının, kadının erkekten kaynaklanan kusuru davranışları affettiği gerekçesiyle reddedildiği ve kararın temyiz incelenmesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde davacı erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni değildir, terk hukuki sebebine dayalı bir davada bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer....