Erkeğin açtığı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Mahkemece de, erkeğin boşanma davası bu sebeple kabul edilmiştir. Erkek tarafından açılan ilk boşanma davasının davalı kadına atfı kabil kusur ispatlanamadığından 05.05.2011 tarihinde reddedildiği ve 17.06.2011 tarihinde kesinleştiği, üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Erkeğin reddedilen boşanma davasından önceki olaylar sebebiyle artık kadına kusur yüklenemez. Davalı kadına fiili ayrılık süresi içerisinde atfedilebilecek yeni bir kusur da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının bir kusuru bulunmamaktadır. Reddedilen ilk boşanma davasını açarak geçimsizlik yaratan ve eşine şiddet uygulayan davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurludur....
İlk derece mahkemesi, kadının erkeğin ilk eşine ve ilk eşten olan çocuklarına küfür ettiğini ve fiili ayrılık döneminde kanser olan erkek ile ilgilenmediğini; erkeğin de eşine son olayda tokat attığını belirterek tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmetmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı sadece davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince; fiili ayrılık döneminde kanser olan eşi ile ilgilenmeyen ve eşinin ilk eşinden olan kızı ile sorun yaşayan kadın ile son olayda eşine tokat atan ve eşi ve çocukları ile ilgilenmeyen erkeğin eşit kusurlu olduğundan bahisle; kadının reddedilen tazminatlara yönelik başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Davacı erkek, davalı kadın tarafından açılan ve 03.08.2010 tarihinde feragat nedeniyle reddine karar verilen önceki boşanma davasına dayanarak, bu davadan sonra üç yıldan fazla süredir biraraya gelmediklerini iddia etmiş, davalı kadında cevap dilekçesinde feragat ile sonuçlanan davadan önce taraflar arasında yaşanan olaylardan bahsederek, davacının kusurlu olduğunu savunmuş, mahkemece davalı kadının fiili ayrılık döneminde biraraya gelmek için çabaladığı, bu nedenle kadına kusur yüklenemeyeceği ayrıca erkeğin fiili ayrılık döneminde fiili ve sözlü şiddette bulunması nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin davasının kabulü ile kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmetmiştir....
Kaldı ki boşanma ile sonuçlanan ikinci dosyada mahkeme gerekçesinde de tarafların fiilen 3.10.2007 tarihi öncesinde 4 yıl boyunca fiilen bir araya gelmedikleri kabul edilmiş, TMK.nun 166/son maddesi gereği boşanmaya hükmedilmiştir. Taraflar arasındaki evliliğin reddedilen boşanma ile sona erdiği kabul edilemez. Fiilen ayrılık tek başına boşanma nedeni değildir. Ancak TMK.nun 166/son maddesinde yazılı diğer koşullarla birlikte boşanma sebebi olarak kabul edilebilir. Red kararı sonrası evlilik resmi olarak devam ettiğine göre taraflar arasındaki evliliğin kabulle sonuçlanan ikinci boşanma kararının kesinleştiği tarihte sona erdiğinde şüphe yoktur. TMK.nun 225. maddesinde ise mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebi ile evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibarıyla sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında görülen ilk boşanma davasının reddine karar verilmiş olduğu, bu kararın 06.07.2015 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı ... sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesi için gerekli yasal koşulların oluştuğu, ortak çocuğun fiili ayrılık döneminde baba ile yaşaması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı ve kadının fer'î taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Hüseyin'in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV....
Dosyanın incelenmesinde; İlk derece mahkemesince “Tarafların karşılıklı iddialarını ispat edemedikleri, bu sebeple kusursuz oldukları, her ne kadar davalı kadının ortak konutu terk ettiği sabit ise de terk hukuki nedenine dayalı davanın bulunmadığı, fiili ayrılığın ise boşanma nedeni sayılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesince davalı kadına kusur yüklenmediği halde mahkeme kararı yanlış yorumlanmak suretiyle ortak konutu terk etme vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki sebebine dayalı açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen “Eve dönmek için eşine ağabeyi ile görüşmeme şartını öne sürmesi” de davalı kadın tarafından barışma girişimi sırasında söylenmiş olup bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı gibi, terk hukuki sebebine dayalı bir boşanma davasının da bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.03.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava münhasıran Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedenine dayanarak açılmıştır. ...ile sonuçlanan ...1.Aile Mahkemesinin 2003/907 esas, 2005/13 karar sayılı dosyasında ret kararı 8.7.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası 27.5.2008 tarihinde açılmış olduğuna göre üç yıllık süre geçme koşulu gerçekleşmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma istemine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....