Davacı tarafından temyiz dilekçesinde, miktar artırımı hakkının hatırlatılmadığı ileri sürülmekte ise de, 14/05/2019 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren Bilirkişi Raporu'na davacı tarafından itirazda bulunulması üzerine hazırlanan Ek Bilirkişi Raporu'nun davacıya 02/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve Mahkemece 27/03/2020 tarihinde karar verildiği dikkate alındığında, davacı tarafından söz konusu bilirkişi raporuna herhangi bir şekilde itiraz edilmediği gibi miktar artırımı başvurusu yapmak için yeterli süre bulunmasına rağmen bu hakkını kullanmadığı anlaşılmakta olup; aktarılan mevzuat kapsamında mahkemelere, miktar artırımı hakkının davacılara hatırlatılması yönünde herhangi bir yükümlülük getirilmediği, söz konusu hakkın kullanımının sağlanması açısından bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesinin yeterli olduğu sonucuna varıldığından, davacının anılan iddiasına itibar edilmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1....
. … İSTEMLERİN_KONUSU : Davacılar tarafından, TCDD Kütahya Gar Müdürlüğünde tren teşkil memuru olarak görev yapan yakınları …'nin, 20/11/2008 tarihinde … Tren İstasyonunda meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybettiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararların giderilmesi amacıyla yaptıkları başvurunun reddine dair 18/06/2009 tarihli ve 9036 sayılı işlemin iptali ile eşi … için 100.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 190.569,04 TL) maddi, 20.000,00 TL manevi, çocukları … için 10.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 14.924,76 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, … için 50.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 64.925,22 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 160.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 270.419,02 TL) maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda verilen kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 12/03/2015 tarih ve E:2014...
İhtilaflı olan Damga Vergisi, kuruluş ve birinci sermaye artırımı ile ilgilidir. Maliye ve Gümrük Bakanlığı, sermaye artışının, belgede zorunlu şart olmadığını ve kuruluşun ise sadece ... liralık kısmının belge kapsamında kaldığını ileri sürmektedir. Davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 1992/1978 sayılı kararında; teşvik belgesine sahip Kuruma, vergi, resim, harç istisnasına ilişkin teşvikin tanındığı, şirketin ihracat taahhüdünün bulunduğu, bu dudurumda belgedeki zorunlu şart nedeniyle yapılan kuruluş ve sermaye artırımı işleminden Damga Vergisi alınmakla vergilendirme hatası yapıldığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar vermiştir....
Dosya içeriğinde dava dışı şirketin sermaye artırımı yaptığına dair .../02/2014 tarihinde ortaklar kurulu kararı, sermaye artırımı tescil ve ilan masraflarını 14/02/2014 tarihinde yatırdığına dair dekont, sermaye artırımına ilişkin mali müşavirden alınan rapor ile davalı ... Müdürlüğünün sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının ... ay içerisinde sunulması aksi halde şirketin resen terkin edileceğine dair 31/03/2014 tarihli ilanı ile belirtilen sürede sermaye artırımı yapılmadığından Ticaret Sicil Müdürlüğünün anılan şirketin .../.../2014 tarihinde re'sen terkin edildiğine dair kararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, 6102 sayılı ...’nın geçici 7/1....
Temyizen incelenen kararın miktar artırımı ile artırılan maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU : 1. Davalı idarenin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 2. Davacının karar düzeltme isteminin KABULÜNE, 3. ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının miktar artırımı ile artırılan maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının da ONANMASINA, 14/11/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 14.01.2004 ve 29.11.2005 tarihli kredi sözleşmelerine dayalı olarak icra takibi yaptığını, kredi sözleşmelerinin limit artırımı sözleşmeleri olduğunu, bu limit artırımı sözleşmelerinde ve asıl sözleşme olan 30.06.2003 tarihli kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunmadığını ileri sürerek sözleşmelerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, icra takibi yoluyla müvekkilinden yapılan tahsilatın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kuralı kısmi davaya ilişkin olup belirsiz alacak davalarında bozmadan sonra yapılan ıslah değil "talep artırımı"dır. Bu nedenle mahkemece davacının 25.06.2018 tarihli talep artırımı dilekçesi değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Davacının talep artırımı dilekçesi kabul edilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar, davacı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan 27.06.2006 tarihli ve 25.000,00 YTL ile kefalet limiti ile sorumlu oldukları kredi sözleşmesine ek olarak düzenlenen 25.000,00 YTL. miktarlı limit artırımı sözleşmesini de imzalamışlardır. Mahkemece davalı kefiller ... ve ...'un 25.000 YTL kefalet limit ile sorumlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak davalıların imzaladıkları limit artırımı sözleşmesiyle limit artırımı yoluna gidilerek davalı kefillerin sorumlu oldukları miktarın 50.000,00 YTL'ye yükseltildiği gözönüne alınmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
A.Ş hesabına 01.12.2017 tarihinde borç ödemesi olarak gönderildiği, yine yasal olarak şirketin mali durumunun düzeltilmesi için 10.828.391,84 TL + 833.333,33 TL - 11.661.725,17 TL sermaye artırımı yapılması yeterli iken davalı şirketçe 24.500.000,00 TL üzerinden sermaye artırımı yapıldığı, davalı şirketçe yakın tarihte şirketin hakim ortağına borçlanılmasının, alınmış olan borçların nerede kullanılmış olduğunun, mali olarak yeterli miktarın 2 katından fazla sermaye artırımı yapılmasının gerekli olduğu hususlarının ispat edilemediği, bu sebeplerle davalı şirketin 31/10/2017 tarihli sermaye artırım kararının TTK 445/I maddesi uyarınca dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetlere dair Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... hakkında müşteki ...’ı kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmünde; sanığın 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca “1 yıl 6 ay hapis cezası” olarak verilen temel cezasının, TCK'nin 86/3-e maddesi uyarınca yarı oranında artırımı sonucunda “1 yıl 15 ay hapis cezası” ile cezalandırılması yerine, “2 yıl 3 ay hapis cezası” ile cezalandırılmasına, yine bu ceza miktarının TCK’nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırımı sonucunda “2 yıl 30 ay hapis cezası” ile cezalandırılması yerine, “4 yıl 6 ay hapis cezası” ile cezalandırılmasına karar verilmesi, sonuç ceza doğru olarak uygulandığı ve sonuca etkili olmadığından; bozma nedeni yapılmamıştır....