İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk yararına daha önce hükmedilen iştirak nafakasının aylık 800 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddi ve iştirak nafakasının artırım miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Davalar; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması istemine ilişkindir. Yoksulluk nafakasının arttırılması davası yönünden; TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Dava konusu uyuşmazlık; davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Afyonkarahisar Aile Mahkemesince iştirak nafakasının artırılması isteminin kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine dair verilen 12.11.2013 gün ve 2012/525 E., 2013/846 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.07.2014 gün ve 2014/3819 E., 2014/10823 K. sayılı kararı ile; "... Davacı vekili dava dilekçesinde; aylık 100,00'er TL olan iştirak ve yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu belirterek, aylık 300,00'er TL'ye yükseltilmelerine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının aylık 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Katılan öğrencisine karşı nüfuz kullanarak kasten yaralama eylemini gerçekleştiren sanık öğretmen hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca belirlenen temel cezanın aynı yasanın 86/3-d maddesi uyarınca artırılması gerekirken 86/3-c maddesi uyarınca artırılması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Davalı erkeğin kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasının kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 17.05.2022 (Salı)...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/471 E. - 2017/296 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin indirilmesi, birleşen dosyalarla da kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece indirim isteminin reddine, bedel artırım isteminin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacılardan ... , ... , ... , ... , ... , ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Kamulaştırma bedelinin artırılması davalarında mecburi dava arkadaşlığı olmadığından davalı-karşı davacılar ... , ... , ... , ... , ... ve Meziyet ’ın açmış oldukları kamulaştırma bedelinin artırılması davasında hüküm altına alınıp davacı-karşı davalı İz-Su Genel Müdürlüğünce temyize konu edilen miktar ile reddedilen miktar 1.170. YTL’nin altındadır....
Mahkemece, davacıya babasının ölmesinden dolayı aylık bağlanması, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuklar için ise 150'şer TL olan iştirak nafakasının 200'er TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıda belirtilen hususlar dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna göre; nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Dava, yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. TMK 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır....
Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, mahkemece oluşturulan hükümde; iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren artırılmaya başlanacağı belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.- 15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; bu tarihin belirsiz bırakılması da usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....