DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmiştir....
Dava, TMK 166/1- 2 maddeleri uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. 1- Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davası sonucu verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, davacı 26/11/2020 havale tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir. Başvurucu davacı asilin imzalı ve usulüne uygun şekilde kimlik tespitinin yapıldığı ve başvurudan sonra feragat ettiği anlaşılmakla HMK 349/2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı kocanın kusur, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
ceza evine girdiğini, davalının kusurlu davranışları ve ihanetleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, Müşterek çocuk Esma Nur velayetinin davacıya verilmesine, 100.000,00.- TL....
Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş, birçok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....
Açıklanan nedenlerle; davalı erkeğin tam kusuru nedeniyle taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olmakla olayların akışı karşısında bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine ve de evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum (kamu) için bir fayda kalmadığı anlaşıldığına göre, davanın kabulü ile tarafların 4721 s. TMK'nun 166/1. maddesine gereğince boşanmalarına karar verilmiştir." şeklindeki gerekçeyle, "Davacının TMK 161 (zina) hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne, Davacının TMK 166/1 (evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin kabulüne, tarafların TMK 166/1 ve TMK 161 maddeleri uyarınca BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocuğu aynı yer BSN:'19 da nüfusa kayıtlı, T.C....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadına atfı kabil kusurun bulunmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın ise kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında; “Asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak da kabul edilmemektedir. ( HGK 07.10.1998 gün 1998/2- 656 E.-688 K, HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3- 84 E. 95 K.sayılı kararları) Evlilik birliğinin sona ermesinde davalının kusurlu olduğu ve davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından 600,00- TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçeyle; "Davacı T1 davalı T4 aleyhine açtığı EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASININ KABULÜ İLE, tarafların TMK'nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Müşterek çocuk 13/07/2017 doğumlu Teoman...
Hukuk Dairesi'nin 15/04/2019 tarihli 2018/3120 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. Davacı koca tarafından boşanma istemli olarak dava açılmış ise de; kocanın, davasını ispata yarayan iki tanık beyanı dışında dosyada delil bulunmadığı, tanıklarından Murat'ın "... Benim gördüğüm kadarıyla annem ile babam evde iken hep bir tartışma ve huzursuzluk vardır. Bu tartışmaları hep annem çıkarır, ben annemin babama karşı sen adam değilsin adam olsan çocuklarına sahip çıkarsın dediğine şahit oldum....
kadının bu iddaasını başkaca bir delille destekleyip somut bir şekilde ispatlayamadığı kanaatine varıldığını, davacı kadının başka kadınlara davalı erkekle zina yaptıklarına dair söylem ve hakaretlerde bulunduğunu, davalı erkeğin onurunu ve saygınlığını rencide edici şekilde davrandığının sabit olduğu bu haliyle taraflara kusur olarak yüklenilen eylemlerin değerlendirilmesinde davacı kadının hafif davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, ayrıca davacı ile davalının uzun zamandır ayrı yaşadıklarını dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, buna karşılık davacı kadının ise hafif kusurlu olduğunu bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar...