Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetkili mahkemenin taraf eşlerin birlikte yasaşdığı Sincan/Ankara olması gerektiğinden bahisle yetki itirazında bulunduğunu, bununla birlikte evlilik birliğine karşı görevlerini yerine getirdiğini ve eşinin 2013 yılında internette tanıştığı bazı kişilerle iletişime geçtiğini ve o tarihten bu yana aralarında geçimsizlik söz konusu olduğunu belirterek, davanın reddi ile 50.000,00.-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davacıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı "Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması" nedenine dayalı boşanma davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesine göre : Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Boşanma davalarında yetkili mahkeme TMK'nın 168.maddesine göre eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Buna göre, mahkememizin davacının yerleşim yeri mahkemesi olmakla yetkili bulunduğu anlaşılmış ve davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılmıştır. TMK' nın 166/1 hükmü gereğince evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. TMK'nın 166. Maddesine dayanan boşanma davasının kabulü için evliliğin tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması, davalı eşin az da olsa kusurlu olması gerekmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni nispi bir boşanma nedeni olduğu için evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını her somut olaya göre hakim takdir eder....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2019 NUMARASI : 2017/857 ESAS 2019/496 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, velayete, müşterek çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiş, maddi tazminatın 20.000,00 TL'sinin ev eşyalarına ilişkin olduğunu belirtmiş, mahkemece ev eşyaları yönünden talep tefrik edilmiştir....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 21/12/2017 tarihinde evlendikleri bu evlilikten iki müşterek çocuklarının bulunmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının eve geç geldiği, bazen hiç gelmediği, müşterek haneden kendisini kovduğu vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya kapsamında dinlenen tanıkların görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmadığı, davacının beyanlarını aktardıkları anlaşılmıştır. TMK'nun 6....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında; “Asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak da kabul edilmemektedir. ( HGK 07.10.1998 gün 1998/2- 656 E.-688 K, HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3- 84 E. 95 K.sayılı kararları) Evlilik birliğinin sona ermesinde davalının kusurlu olduğu ve davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından 600,00- TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçeyle; "Davacı T1 davalı T4 aleyhine açtığı EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASININ KABULÜ İLE, tarafların TMK'nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Müşterek çocuk 13/07/2017 doğumlu Teoman...
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak açılan boşanma istemine ilişkindir....
Boşanma talebi bakımdan; Mahkememizce evlilik birliğini temelinden sarstığının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki tarafın eşit kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamamış olması sebebi ile davacı erkeğin TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma isteminin kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocuğun velayeti yönünden; velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Velayet düzenlenmesinde, çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
davacı kadının davalının çocuklarını kendi çocuklarından ayırması ve onlara karşı sözlü ve fiziksel şiddet uygulaması, davalı tarafa karşı sürekli argo kelimeler ve küfürler ettiği, dolayısıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla birlikte davalı tarafın da boşanmayı istediği, tarafların uzun süredir fiilen bir arada yaşamadığı, evliliğin devamının mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanaatine varılarak T.M.K 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı taraf kişisel eşyaların iadesine ilişkin talebini atiye bırakmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçesi ile; "Davacının Boşanma talebinin KABULÜ ile tarafların TMK.nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile BOŞANMALARINA, Davalı tarafın kişisel eşyaların iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,"karar verilmiştir....
Dava, TMK'nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. "Somut olayda mahmece üç ayrı tarihte aynı uzman psikologtan alınan raporlar yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli değildir....
reddine, davacının mal rejimi alacak talebi ile davalının mal rejiminin tasfiyesinde mahsup talebinin tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine karar verilmiştir....