-TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı yasal süresi içinde davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece; "Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Yapılan yargılamada; davacı, davalı tarafından şiddete, hakaret ve tehdide maruz kaldığını, şiddet nedeniyle mahkememizce koruma kararı aldığını, davalı ile aralarında sürekli tartışma yaşandığı ve huzursuz olduğunu iddia etmiştir....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekilleri tarafından verilen 05/07/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğginin davalının kusurlu tutum ve davranışları nedeni ile davacı eş açısından temelinden sarsıldığını, tüm bu sebeplerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: taraflar arasında boşanmayı gerektirecek bir geçimsizlik olmadığını, davalının kırılan onuru için 30.000.00- TL. manevi tazminata, 50.000.00- TL. maddi tazminat talep ettiğini, ve yine aylık 750,00- TL. tedbir ncafakasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı-karşı davalı vekili dilekçelerinde özetle; Tarafların evlilik birliğinin temelinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk için ayrı ayrı 2.000.00 TL iştirak nafakası ile 150.000,00 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın; düğünde davacı müvekkiline takılan 5 adet 22 ayar 63,60 gram bilezikler ile 3 adedi 22 ayar 12 gram, 2 adedi 22 ayar 10 gram, 1 adedi 22 ayar 4 gram 22 ayar reşat altınlı altın zincir, 1 adet 22 ayar 30,13 gram bilezik, 13 adet çeyrek altın, 1 adet tam altın, 5 adet yarım altın ile 1.300,00 TL nakit paranın düğünden sonra bozdurularak davalı erkek tarafından fiat doblo marka araç alındığını sonrasında bu aracın babasına muvazaalı bir şekilde devredildiğini bu ziynetlerin değeri olan 50.000,00 TL'nin...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili T1 tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeni boşanma davası açıldığını, dava devam ederken müvekkilin vefat ettiğini, mirasçıların davaya devam ettiğini, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurlu olduğunun tespiti ile mirasçılık sıfatının sona ermesini talep ettiklerini, davalı kadının kusurlu olduğunu, kadının bu evliliği maddi çıkarları için yaptığını, yerel mahkemenin kusura ilişkin değerlendirme ve tespitlerinin hatalı olduğunu, arz ve izah ettikleri üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl ve ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kadın üzerinde bırakılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2020/652 ESAS-2022/40 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1985 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden reşit Seza, Musa ve Esra isimli müşterek çocukları olduğunu, davalının maddi bakımdan iyi duruma geldikten sonra müvekkiline bakmadığını, ayrı yaşadığını, davalının yabancı uyruklu bir kadınla evlilik dışı ilişkisi olduğunu, evlilik dışı bu ilişkisinden de çocuk sahibi olduğunu, tarafların müşterek çocukları daha okul çağındayken müvekkilini maddi ve manevi olarak yüz üstü bıraktığını, geçim sıkıntısı yaşayan müvekkilinin davalıya karşı Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2006/56 esas sayılı dosyası ile nafaka davası...
Dava; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. "Küfür olarak söylenen sözlerin ne olduğunun belirlenememesi halinde boşanma nedeni olamaz (yer, ortam, tarih)" (HGK 1994/2- 300 Esas-1994/378 Karar sayılı ilamı) Davacı koca tarafından boşanma istemli olarak dava açılmış ise de; kocanın, davasını ispata yarayan tanık beyanı dışında herhangi bir delil sunmadığı, davacı tanığı Süleyman Ata'nın 12/01/2021 tarihli celsede "......
Bu husus gözetilmeden evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluşmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır”(Y2HD, 01.02.2006, 16362-704, Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 109) Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açıldığında delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluşmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluştuğundan söz edilerek davanın kabulüne karar verilmiş bulunması da doğru sayılamaz....
Her ne kadar boşanma talep eden taraf karşı tarafın karşı taraftan daha ağır kusurlu olmaması gerekse de tarafların evlilik birliğinin sona erdiği, davalının da kusurlu olduğu, Türk Medeni Kanunun 166.maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili, boşanma davasının reddi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi yapıldığı gerekçeleriyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. C....
Ayrıca Türk Medeni Kanununda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK m. 166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanununda fiilî ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak, olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiilî ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukukî sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur....