Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekleşen bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır, davacı-davalı erkeğin az kusurlu bulunması nedeniyle davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulünde bir yanlışlık görülmemiş, davacı-davalı erkeğin bu yöne ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir. 2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır kusurlu olduğu ve Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları lehine oluşmadığı halde, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle, davalı-davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesi doğru değildir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini...

    Mahkemece; "Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Medeni Kanunun 166/1. maddesinde; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı da cevap dilekçesi maddi ve manevi tazminat ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devam edecek şekilde yargılama süresince tedbir nafakası, ziynet eşyalarının iadesini ve taşınır-taşınmaz mal varlığının yarısını talep etmiştir....

    MADDESİ HÜKMÜNE DAYALI (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI SONUCU) BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 28/04/2015 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek bir çocuklarının olduğunu, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evlendiklerinden beridir var olan anlaşmazlıkların 2019 yılı Eylül ayına kadar devam ettiğini, bu nedenle 8 ayı aşkın süredir ayrı yaşadıklarını, davalının herhangi bir işte çalışmadığını, evin ve müşterek çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, davalının kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını belirterek; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...

    Uygulamada, hakaret içeren basit bir kaç sözün evlilik birliğini temelinden sarstığı (TMK m. 166/1-2) kabul edilip eşlerin boşanmalarına karar verilirken, ortalama insan ömrüne göre çok uzun süre fiilen ayrı yaşayan eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, yasanın amacına uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, kanun zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1-2) açılan boşanma davalarında eşlerin kusurlu olup olmadıklarını belirlemek zorunludur. Fiilî ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin evlilik birliğini sarsacak başka bir davranışının kanıtlanması durumlarında, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/994 KARAR NO : 2022/718 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUĞLA AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/11/2019 NUMARASI : 2018/646 ESAS 2019/627 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına, dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      Tüm dosya kapsamı dosya içindeki tüm delillerle birlikte birlikte değerlendirildiğinde; evlilik müessesesinin eşler ve toplum açısından önemli olan devamının bu hali ile taraflardan beklenemeyeceği ve bu hali ile taraflar arasında ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede ve evlilik birliğinin devamını imkansız kılacak şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, tarafların bundan böyle biraraya gelerek evlilik birliğini devam ettiremeyecekleri, evliliğin bu hale gelmesine daha ziyade davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışların neden olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında toplum ya da taraflar bakımından menfaat bulunmadığına mahkememiz tarafından kanaat getirildiğinden tarafların boşanmalarına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Açılı davanın kabulü ile; tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olmadığı...

      Dava; boşanma istemine ilişkindir. Kusur yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 23/10/1995 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek dört çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadına atfı kabil kusurun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir....

      ve yasal şartları oluşmayan boşanma talebinin esastan reddine, davalının sosyal ve ekonomik durumu ve kusursuz oluşu ile talebi doğrultusunda davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş olup aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile "Davacının boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmakla, davacı tarafça ispat edilemeyen ve yasal şartları oluşmayan boşanma talebinin esastan reddine, davalı T3 lehine, dava tarihi olan 01/03/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından kusur tesbiti nafakalar ve velayet yönünden, davalı tarafından tümü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen ve eşine şiddet uygulayan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı erkek dava dilekçesinde kadına kusur olarak yüklenebilecek herhangi bir somut vakıaya da dayanmamış olup; evililik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı kadının kusurlu bir davranışı da kanıtlanamamıştır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın lehine aylık 600 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kararın tamamı yönünden, süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

        UYAP Entegrasyonu