Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların delillerinin, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davası çerçevesinde değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın hukuki vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenmiş olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.07.2017(Pzt.)...

    Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili; 21/06/2023 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davası devam ederken davacı erkek vefat etmiştir. TMK’nın 181. maddesine uygun olarak yargılamaya devam edilmiş olup, ilk derece mahkemesince nikahtan sonra düğünden önce davacı erkeğin başka bir kadını sevdiğini söylediği için ayrıldıkları gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir. Anılan karara karşı davacı erkeğin mirasçısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince vefat eden davacı ...'...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2019/362 ESAS - 2020/156 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İzmir 15.Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen  kararına  karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı vekili 21.05.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 15.Aile Mahkemesi'nin 2019/362 E-2020/156 K. sayılı 12.03.2020 tarihli kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 20.07.2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı kadın vekili; 28/02/2023 tarihli dilekçesi ekinde sunulan taraflar arasında düzenlenen protokol gereği istinaf kanun yolu başvurusundan dönülmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; dava, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca açılmış ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile çekişmeli olarak boşanmalarına karar verilmiştir....

      Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir ki, olayımızda birlik görevlerinin ihmal edildiği ve duygusal şiddet uygulandığı görülmüş, böylelikle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmış ve TMK.nın 166/1 maddesi gereğince taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu anlaşılmakla; davacı tarafın boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Sonuç olarak; davacı erkeğin evlilik birliğinin temelimden sarsılması nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına; TMK'nın 169....

      Bu sebeple eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. IV) davasının koşulları oluşmuştur. B) Davalı kadının kendisine defalarca yapılan bildirime rağmen hastahanede tedavi gören kocasını aramadığı da sabit olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) koşulları (GENÇCAN-Boşanma-2, s. 277-278) da gerçekleşmiştir. Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

        Objektif şart; evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, sübjektif şart ise; ortak hayatın çekilmez hale gelmiş bulunmasıdır. Söz konusu hüküm uyarınca, evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilir. Yani dava açabilme hakkı, eşlerden birinin kusursuz olması şartına bağlanmış değildir. Başka bir deyişle, boşanma davası açabilmek için, geçimsizlikten dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasının mutlaka eşlerden birinin kusurundan ileri gelmiş olması gerekmediği gibi, davacı eşin de bunda kusurunun bulunmaması şart değildir. Eşlerden her ikisi de kusurlu olsa veya her ikisinin de kusuru bulunmasa bile, yine de boşanma davası açılabilir. Çünkü evlilik birliğinin sarsılması, kusura dayanan bir boşanma sebebi değildir (Turgut Akıntürk/Derya Ateş Karaman, Türk Medenî Hukuku Aile Hukuku, C. 2, 14. Baskı, İstanbul 2012, s. 261 vd.)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kendi davasında zina ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminat ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-birleşen davacı kadın dava dilekçesinde zina sebebi ile (TMK. md. 161) olmadığı takdirde pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile (TMK. md.162) bu da olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK. md. 166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır....

            Değerli çoğunluğun evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası açıldığı yönündeki görüşüne katılmıyorum. Yerel mahkeme de aynı düşüncededir. Nitekim hem kısa kararda hem de gerekçeli kararda tarafların TMK m. 163 hükmü gereğince boşanmasına karar verilmiş olup hüküm davacı tarafından da temyiz edilmemiştir. Dava iki ayrı boşanma sebebiyle açılmışsa her bir dava hakkında ayrı ayrı karar oluşturulması gerekmektedir. Oysa davacı suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163) davası açmış olup bu sebeple boşanmaya karar verilmiştir. Değerli çoğunluk iki ayrı sebeple boşanma davası açıldığı düşüncesinde ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesini tenkit etmesi gerekirdi. Dava “Suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163)” davası olduğuna göre ceza davasının sonucu beklenmeli midir?...

              UYAP Entegrasyonu