WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuran olaylarda davalı kadın ağır, davacı erkek hafif kusurlu kabul edilerek boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delilerden; "Kadının sorumsuz olduğu" vakıasının usulüne uygun bir şekilde ispat edilmediği, bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, davacı erkeğin, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sesiz kaldığı, davalı kadın tarafından cevap dilekçesinde bu vakıaya dayanıldığı, dinlenen tanık beyanlarıyla da bu vakıanın ispat edildiği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir....

    Mahkemece; tarafların 2 ay evli kaldıkları, bu süre sonunda davalının evi terk ettiği, davacının bu olay sonrasında kötü duruma düştüğü, psikolojisinin bozulduğu, bu durumu kimseye söyleyemediği, bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, sebepsiz yere müşterek haneyi terk eden davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. İzmir 1.Aile Mahkemesinin 14/02/2018 tarih, 2018/1 E.2018/73 K.sayılı kararının incelenmesinde; davacının T3 davalının T1 olduğu, davacı tarafından 04/11/2014 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davası açıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda evi terk eden davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmediğinden, 24/04/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün velayet ve nafaka yönünün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * .temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi.Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi.Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1)Davalı-davacı kadının boşanma davası Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olduğu halde, Türk Medeni Kanununun 172. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesi doğru değildir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2124 KARAR NO : 2022/2205 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DATÇA ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 27/05/2021 NUMARASI : 2019/107 ESAS - 2021/100 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, başta iyi giden evliliklerinin zamanla iki taraf için de çekilmez hal aldığını, sevgi ve saygının tükendiğini, müvekkilinin nefes almasının dahi karşı taraf...

      Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir. Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır. Evlilik birliği ister, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davaya bağlı olarak geçen üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması halindeki yasal karine sebebiyle “temelinden sarsılmış sayılsın”; ister reddedilmiş bir boşanma davası bulunmaksızın ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsun, her iki halde de davanın temel hukuki sebebi “birliğin temelinden sarsılmış” olmasıdır....

        Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık davacı kadın vekilinin açtığı zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davalarında; erkeğin zinasının hukuka uygun delillerle ispatlanıp ispatlanmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk-tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise tazminat ve nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK md.166/1) tarafların boşanmalarına hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı koca; davalı-davacı kadının kusur tespiti, boşanma davasının kabulü ile yargılama giderlerine ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355)....

            Dolayısıyla evlilik birliği temelinde sarsılmış (TMK m.166/1) ve eşler bu sonuca eşit kusurları ile sebep olmuşlardır. Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiili ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilmelidir. Bu arada, TMK'nun 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiili ayrılık süre şartı da göz ardı edilmeyerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, “çok uzun süreli fiili ayrılık” olarak kabul etmek gerekir. Eldeki davada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı, mahkemece, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

              DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı T1 vekili Av. T3 mahkemesine sunmuş olduğu 08/07/2020 tarihli adli yardım talepli dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalının evli olduklarını, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığını, müvekkilinin erken tahliye olduğunu ancak davalı eş nedeniyle tahliyesinin yandığını ve müvekkilinin tekrar ceza evine girdiğini, eşlerin bir arada kalmadığını, evlilik öncesi görüşmelerde davalının bir kez evlilik yapmış olduğunu bu evlilikten müşterek bir çocuğunun olduğunu, bu çocuğun da hayatta olmadığını beyan ettiğini ancak müvekkilinin evlendikten sonra davalının dört çocuğu olduğunu öğrendiğini, davalının sürekli olarak yalan söylediğini evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu