Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf, kararın tamamı yönünden, davalı taraf; kusur tespiti, velayet ve davacı lehine hükmedilen nafakalar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

Dosya incelendiğinde; davacı kadın, davalının evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı sebebiyle evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptali istemi ile dava açmış, 25/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını TMK 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak ıslah etmiştir. Tarafların 29/06/2017 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı, Mahkeme tarafından davalı tarafa, davacı kadına şiddet uygulama ve anormal davranışda bulunma eylemlerinin kusur olarak yüklendiği, davalının kararı istinaf etmemesi nedeniyle davalıya yüklenen kusurlar yönünden kararın kesinleştiği, davalı tanık beyanları ile; davacı kadının ise davalı kocaya toplum içerisinde rencide edecek şekilde "sen konuşma, konuşmayı beceremiyosun, salak mısın" gibi ifadeler ile aşağıladığı anlaşılmakla bu eylemlerin kadına kusur olarak yüklenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Davacı tanıkları, fesihten çok önce işyerinden ayrılmış olduklarından görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, davacıdan duyduklarına göre davacının izin meselesi yüzünden işten çıkarıldığını söylemişlerdir. Davalı tanıkları, davacının doğumdan sonra kullandığı ücretsiz iznin bitiminde işyerine gelmemesi üzerine telefonla aradıklarını ve çocuğuna bakmak için işi bıraktığını söylediğini belirtmişlerdir. Mahkemece, davacının 06.12.2005-14.3.2006 arasında doğum iznini kullandığı ve akabinde 15.03.2006-31.08.2006 arasında ise ücretsiz izin kullandığı, davacının ücretsiz izin bitiminde işyerine gittiğinde izin meselesinden çıkan anlaşmazlık sonucunda davacının haklı nedenle sözleşmeyi feshettiği sonucuna varılarak, ihbar tazminatı talebinin reddine, kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Gerek dava dilekçesinde gerekse tanık beyanlarında, taraflar arasında izin meselesinden kaynaklanan bir anlaşmazlık olduğundan söz edilmemiştir....

    Varsayıma dayalı olarak sonuca gidilmesi doğru değildir. Davacının kıdem tazminatı isteğinin de reddi gerekirken yazılı şekilde talebin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 3- Davacı işçi yıllık izin ücreti isteklerinde bulunmuş, davalı işveren imzalı izin belgelerine dayalı olarak isteğin reddini savunmuştur. Mahkemece isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin belgelerinin bazılarında davacı işçinin imzası olsa da izin kullanma talebini içeren bir belge olduğu, sözü edilen iznin kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle hesaplamaya gidilmiştir. Davacının imzasını taşıyan izin belgelerinde izin kullanma dönemi ve süresi belirtilmiş, bölüm müdürü tarafından onaylanmıştır. Sözü edilen yıllık izin belgeleri ispat açısından yeterlidir....

      Varsayıma dayalı olarak sonuca gidilmesi doğru değildir. Davacının kıdem tazminatı isteğinin de reddi gerekirken yazılı şekilde talebin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. 3- Davacı işçi yıllık izin ücreti isteklerinde bulunmuş, davalı işveren imzalı izin belgelerine dayalı olarak isteğin reddini savunmuştur. Mahkemece isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin belgelerinin bazılarında davacı işçinin imzası olsa da izin kullanma talebini içeren bir belge olduğu, sözü edilen iznin kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle hesaplamaya gidilmiştir. Davacının imzasını taşıyan izin belgelerinde izin kullanma dönemi ve süresi belirtilmiş, bölüm müdürü tarafından onaylanmıştır. Sözü edilen yıllık izin belgeleri ispat açısından yeterlidir....

        Bu husus dikkate alınmaksızın eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir. 3-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut olayda, davalı işveren tarafından dosya içerisine, davacının toplam 47 gün yıllık izin talep ettiğine ilişkin 4 adet belge ibraz edilmiştir....

          Davalı, davacı ile evlenmeye yönelik bir arkadaşlıklarının olduğunu, davacının hastalanması üzerine kendisinden borç para istediğini, çeşitli tarihlerde davacıya borç paralar gönderdiğini, davacının aldığı borçları iade etmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.. 2-Her ne kadar davalı karz akdinden dolayı alacaklı olduğunu ispat için herhangi bir yazılı delil ibraz edememiş isede, davalı cevap dilekçelerinde bilcümle yasal delil demekle yemin deliline de dayandığı anlaşılmakta olup, bu itibarla davalıya, karz akdini ispat zımnında davacı tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir....

            Tarafların iki sene nikahsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği 9.750.000.000 Tl.nın ve yaptığı harcamaların meşru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiş bir paradan ibaret olduğunu kabul zarureti vardır. Bk.nun 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen şeylerin geri alınması mümkün değildir. Nişanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şeklide davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Müşteki ile sanığın arkadaş oldukları, müştekinin sanığa evlenme teklifi yaptığı, sanığın, müştekinin kendisine 2.500 Dolar vermesi halinde bu teklifi kabul edeceğini bildirdiği, müştekinin de sanığın hesabına bu parayı yatırdığı, sanığın parayı çektiği, ancak; daha sonra evlenme teklifini reddettiği sanığın bu şekilde müştekiyi dolandırdığı iddia edilen olayda; Sanığın, aksi ispatlanamayan savunmasında; hakkındaki suçlamayı reddederek müştekiye evlenmeye razı olduğunu söylemediğini, ancak; paraya ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine müştekinin kendisine 2.500 Dolar para gönderdiğini, bir süre sonra da ihtiyacını giderdikten sonra parasını iade ettiğini, fakat; iadenin elden yapıldığını, bu yönde herhangi bir kanıtının bulunmadığını açıkladığı; her ne kadar müştekinin sanığın hesabına para yatırdığına ilişkin kanıt mevcut ise de bu hususun hukuk mahkemesince çözülmesi mümkün bir borç-alacak ilişkisi düzeyinde kaldığı, dolayısıyla; sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair her...

                Sanıkla katılanın tanıştıktan yaklaşık 5 ay kadar sonra evlenmeye karar verdiklerinden aynı evde birlikte yaşamaya başladıkları, katılanın evlenmeden önce sanığa 5000 TL’lik ziynet eşyası aldığı, 45 gün kadar birlikte yaşadıktan sonra katılanın, sanığın başka biriyle evli olduğunu öğrenmesi üzerine aralarında çıkan tartışmanın ardından evden ayrıldığı, aynı gün eve döndüğünde sanığın 5000 TL’lik ziynet eşyası ve paraları alarak evi terk etmek suretiyle haksız menfaat temin ettiği, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın, katılanla evlenme niyetiyle görüştüğünü, bir başkasıyla evli olduğunu ve boşanma davalarının devam ettiğini katılanın bilmesine rağmen kendisine evlenme teklifi ettiğini, birlikte yaşadıkları süreçte kendisine şiddet uyguladığından evi terk ettiğini, evden ayrıldığında da bilezikleri bizzat katılana verdiği yönündeki savunmalarının aksine bir delilin bulunmaması, aynı mahallede yaşamaları nedeniyle katılanın, sanığın bir başkasıyla...

                  UYAP Entegrasyonu