DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının, davalının soyadını kullanmasına izin verdiğini, davacının daha sonra evlendiğini, bu süreçten sonra, davalının, çocukları davacıya karşı olumsuz yönde etkilediğini ve bağları zayıflatmaya çalıştığını, gelinen noktada davalının, davacının soyadını kullanmasında bir menfaati olmadığı gibi,soyadını kullanmasının davacıya zarar vermekte olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının, davacının soyadını kullanmasına dair iznin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 10.11.2017 tarihinde kesinleşen Antalya 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evli Kadının Münhasıran Evlenmeden Önceki Soyadını Kullanma Talebi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ... idaresi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 05.05.2015 (Salı) KARŞI OY YAZISI Mahkemece verilen karar, evli kadının soyadında değişikliğe ilişkindir. Evli kadının soyadı, kocasına bağlı olarak değişebilir. Kocasının soyadında bir değişiklik olmadıkça evlenen kadın kocasının soyadını taşımak zorundadır....
Aile Mahkemesinin 2021/101 Esas, 2021/101 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, sonrasında kadının müvekkilinin soyadını kullanmasına izin verildiğini, ancak artık müvekkilinin davalının soyadını kullanmasını istemediğini iddia ederek boşanan kadının kocasının soyadının kullanması izninin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta iken, davacının bundan sonra ailesinin soyadını kullanmasını istemediği gerekçesi ile kadının kullanılmasına izin verilen eski eşinin (erkeğin) soyadı olan "..." soyadını kullanma izninin kaldırılmasına, kadının kendi bekarlık soyadını kullanmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Boşandığı Kocasının Soyadını Kullanmasına İlişkin İzin Kararının Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dava dilekçesinde, 1975 yılında evlendiği eşinin Karaman soyadını aldığını, 2002 yılında boşandıklarını, davacı ...'...
KARŞI OY YAZISI Boşanan kadına, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilebilmesi için iki şartın birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. Birincisi, kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati olmalı, ikicisi ise bunun kocaya zarar vermeyeceği ispatlanmalıdır. (TMK. m. 173/2) Taraflar ...'da ... Aile Mahkemesinin 14.12.1996 tarihinde kesinleşen kararıyla boşanmışlar, bu karar davacının on altı yıl sonra başvurusu üzerine Türkiye'de tanınmış, tanıma kararı 18.1.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı aynı zamanda ... vatandaşı olduğunu, yurtdışında çocukları olduğu için oraya gidip gelmek zorunda olduğunu, pasaportunu kocasının soy ismi ile aldığı için boşandıktan sonra aldığı kimliğindeki kızlık soyismi ile pasaportundaki soyadı birbirini tutmadığından, ülkeye girip çıkmakta '“vize” problemi yaşadığını ileri sürerek, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesini istemektedir....
Davalı Asil T3 duruşmada; Davacı tarafından açılan davayı kabul ettiğini, eşinin kızlık soyadı Yılmaz'ı tek başına kullanmasına kendisininde rızasının bulunduğunu beyan etmiştir. Nüfus temsilcisi duruşmada; MK ve Nüfus Hizmetleri Kanunun 5490 sayılı 187. Maddesi uyarınca evlenen kadının kocasının soyadını taşıyacağını, yeni bir hanenin açılamayacağını, davacının bu nedenle kızlık soyadını tek başına kullanması ve yeni bir hane açılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti: Dava, 14/02/2020 tarihinde İstanbul 3. Aile Mahkemesi 2020/121 Esas sayısı ile açılmış, mahkemece verilen 2020/483 sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38....
Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının beyanlarının soyut olduğunu, davanın ispat edilemediğini, tanık gösterilmediğini, kadının daha önce birden çok evlilik yaptığını ve hiç birinde kızlık soyadını kullanmadığını dolayısıyla kızlık soyadı ile tanınırlığı iddiasını ispatlayamadığı, dayanak olarak alınan Yargıtay Genel Kurul'unun kararının ise başka hiç bir davada emsal olmadığı dolayısıyla sadece o dosya için bağlayıcı olacağı, yürürlükte olan kanun hükümlerine göre de kadının erkeğin soyadını alması gerektiği, medeni kanunda usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan evlenmeden önceki soyadının kullanımına izin davasında kabul kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tarihinde evli olan kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadın ile davalı erkeğin hükümden sonra 21.06.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları ve evlilik birliğinin sona erdiği anlaşıldığından dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece, dava konusuz kaldığından "Karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2017(Çrş.)...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden; tarafların 14.07.2002 tarihinde evlenip iki çocukları olduğu, 17.04.2019 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşandıkları, davalı kadının boşanma kararı ile erkek eşin "Vardarbaşı" olan soyadını taşımasına izin verildiği, davalının boşandığı eşinin soyadını kullanmasının davacıya bir zarar vermediği, davalının iş ve sosyal yaşamında Vardarbaşı soyadıyla tanınıp bilindiği, bu nedenle eski eşin soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek 4721 sayılı Kanun'un 173üncü maddesinin üçüncü fıkrası anlamında bir durumun kanıtlanamadığı, her ne kadar taraflar arasında ceza davaları görülmekte ise de bu ceza davalarında kadının müşteki olduğu, davalı kadının yasal şikayet hakkını kullanmasının Anayasal bir hak olduğu, davacı erkeğin soyadını kullanmasına engel teşkil etmediği, davalı kadının evlilik sırasında ve sonrasında devam eden...
Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin başta insan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükleri düzenleyen diğer sözleşmelerde, evli kadının "evlenmeden önceki soyadını muhafaza edeceğine" ilişkin açık bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile "aynı konuda farklı hüküm" söz konusu değildir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi "Tekeli-Türkiye" kararında kişinin soyadını, özel hayatın kapsamında kabul etmiş, Türk Medeni Kanununun 187. maddesindeki düzenlemenin "evli kadına kocasının soyadını taşımayı dayattığını, bunun da soyadını seçme ve evlenmeden önceki soyadını muhafaza etme hakkını ortadan kaldırdığını" belirterek, yasal düzenlemenin Sözleşmenin 8. maddesinde düzenlenen "özel hayata" müdahale oluşturduğunu kabul ederek ihlal kararı vermiştir. Burada ihlale yol açan, ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünü yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin bizatihi kendisidir....