Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kadının evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamış olması (başka bir erkekten hamile kalması ve evlilik birliği içinde doğum yapması) boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz, ancak koşulları var ise evliliğin nispi butlan ile iptali davasına konu olabilir (TMK m. 149). Evlilik birliği kurulmadan önceki nedenlere dayanılarak boşanma davası açılamaz. Evlilik birliği kurulduktan sonra kadından kaynaklanan başkaca bir kusurlu davranış da ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, kanun hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Davalı kadının evlilik öncesi hastalıklarını gizlemiş olması boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz, ancak koşulları var ise evliliğin nispi butlan ile iptali davasına konu olabilir (TMK m. 149). Evlilik birliği kurulmadan önceki nedenlere dayanılarak boşanma davası açılamaz. Evlilik birliği kurulduktan sonra kadından kaynaklanan başkaca bir kusurlu davranış da ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı erkek tam kusurlu olacağından erkeğin boşanma davasının reddi gerekir ancak davalı kadın tarafından bu hususta temyiz incelemesi talep edilmediğinden sadece değinilmekle yetinilmiştir. 2-Yukarıda 1. bentde açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkek tam kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davalı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur....

      Bölge adliye mahkemesince; kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kabulü ile erkeğe ilave kusur yüklenmesine, erkeğin, kadın lehıne hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile soy isim kullanılmasına izin verilmesine ilişkin istinaf isteminin kabulüne, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, usulüne uygun olarak açılan bir dava bulunmadığından kadının eşinin soyismini kullanmasına yönelik talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/555 KARAR NO : 2023/1031 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DEVREKANİ ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2022 NUMARASI : 2022/25 ESAS - 2022/92 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmasına İzin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadına Kocasının Soyadını Kullanmasına İlişkin Verilen İznin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2019 (Pzt.)...

          Yargılama sırasında bilgilerine başvurulan bir kısım davacı tanıklarının anlatımlarından davacının ... ailesinin yanında kaldığı ve onların soyadını kullandığı bu nedenle de davacının çevresinde soyadının ... olarak bilindiği belirlenmiş davacı vekili de tanık anlatımlarını yadsımayıp doğruluğunu kabul ederek davacının ... ile birlikte yaşadıklarını ve ... adlı bir çocuklarının olduğunu bildirmiştir. Bir kadının evli bir erkekle evlilik dışı birlikte yaşaması ve o kişiden evlilik dışı bir çocuğunun olması ona birlikte yaşadığı bu kişinin soyadını taşıması hakkı kazandırmaz ve Türk Medeni Kanununun yukarıda değinilen 27. maddesinde öngörülen soyadını değiştirmek için haklı neden olarak kabul edilemez. Mahkemece yukarıda değinilen hususlar gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının soyadının değiştirilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evli Kadının Münhasıran Evlenmeden Önceki Soyadını Kullanma Talebi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 05.05.2015 gün ve 26423-9270 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

              Yazılı talebi halinde bekârlık hanesine dönerek bekârlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir." hükmü ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda kadının eşinin vefatı nedeniyle kızlık soyadını kullanması talep edilmekle, nüfus kaydına ilişkin uyuşmazlığın Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Gerekçeli karar ve davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin davacı-davalı erkek vekiline tebliği için ayrı ayrı düzenlenen tebilgatlar, tebliğ menururun adı ve soyadını ihtiva etmediği için geçersizdir (Teb. Kanunu m. 23/9). Açıklanan sebeple, gerekçeli karar ve davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin davacı-davalı erkek vekiline usulüne uygun tebliği ile temyiz ve cevap süresi de beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 09.02.2016 (Salı)...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Türk Medeni Kanununun 173.maddesinin ikinci fıkrasına göre, davacının boşandığı kocasının ... olan soyadının kullanılmasına ve bu soyadını taşımasına izin verilmesi istemine ilişkindir. Davacı, ... evlenerek ... soyadını almıştır. Kocası ...'nın 1974 yılında ölmesi üzerine 1975'de ... ile evlendiği, bu kişiden de 2002 yılında boşandığı ve bunun soyadını kullanmak istediği anlaşılmaktadır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu