Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesince; "Davanın kabulü ile, sözleşmeden dönme beyanı doğrultusunda 06/02/2015 tarih, 393685 sıra nolu faturaya konu edilen ürünlerin davalı tarafa iadesi ile, 5.007,00 TL'nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine," yönelik karar verilmiş; bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

Maddesi kapsamında sözlşemeden dönme ve bedel iadesi talebine ilşkindir. Davacı 22/10/2014 tarihinde satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, davaya konu edilen araç ile ilgili bilgi ve belgeler dosyaya kazandırılmış, aracın ayıplı olup olmadığına ilişkin tespiti açısından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır....

Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

    Mahkemece, aracın değiştirilmesine, mümkün olmazsa 16.120.00 YTL. ödenen bedelin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4/2 maddesi gereğince malın ayıplı çıkması halinde tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında indirimi ya da 2008/3300-9654 ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Aynı şekilde tüketici bu haklarından birini kullandığını belirterek dava açabilecektir. Davacı dava dilekçesinde öncelikle aracın değiştirilmesini, mümkün olmazsa bedel iadesini talep etmiştir....

      Karar sayılı ilamı ile; dava konusu ürünün alıcısının dava harici şirket olması, davacı vekilinin alıcı şirket ve davacının adresinin aynı olup ürünlerin bu adreste kullanıldığını beyan etmesi karşısında satış sözleşmesinin taraflarından birinin tüketici olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, sözleşmenin taraflarından birinin tüketici olmaması karşısında uyuşmazlık konusu işlemin tüketici işlemi olmadığını, bu sebeple davaya Asliye Ticaret Mahkemesice bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı verilmiş ve dosya talep üzerine mahkememize gönderilmiştir. Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi istemine ilişkindir....

        Esas yönelik olarak mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup alınan bilirkişi raporu ve ek raporlarının da dosya kapsamına uygun olduğu söylenemez. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen "eser sözleşmesi" ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına uygun fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir. İş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup, son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor ve ek raporlar hükme esas alınamaz....

        Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince; eser, eser sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa eser sahibi bu eseri kabulden kaçınabilir; eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık belirtilen ölçüde önemli değilse, eser sahibi, eserin değerindeki eksiklik oranında, bedelin indirilmesini; eğer kusurların giderilmesi büyük harcamaları gerektirmiyorsa, onarım giderlerinin tahsilini yükleniciden talep edebilir. Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmü, eserdeki ayıp durumunu ve derecesini ve eser sahibinin seçimlik haklarını düzenlemektedir. Somut olayda, parça parça davacıya teslimi yüklenilen 741 adet kutunun, kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğu ileri sürülerek bu sayıdaki kutular için davalıya ödenen iş bedelinin iadesi de dava edilmektedir....

          Yasal düzenlemeler ile birlikte olarak davacı talebinin değerlendirilmesinde davacının davadaki talebinin 11.maddedeki ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; davalı T1 Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi'nin bu taleple ilgili sübjektif hakkın tarafı olmadığı ve dava yönüyle pasif husumetinin bulunmadığı ve bu yönüyle bu davalı hakkında husumet yokluğu nedeniyle usulden redde yönelik hüküm kurulması gerektiği halde hükmün 3.paragrafındaki esasa dair ret hatalı bulunmuş ve yine usulden ret durumunda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2 maddesindeki düzenlemeye göre karar tarihinde yürürlükte bulunan miktar olan 2.040 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı T1 Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi'ne verilmesine, şeklinde hüküm kurulması gerektiği halde nispi hesaplamaya göre vekalet ücretine hükmedilmesi ile ilgili hükmün 7.fıkrası hatalı olarak değerlendirilmiş, diğer istinaf sebepleri açıklandığı gibi...

          karşılıklı atışma şekline dönüşünce işi gerektiği yapmayıp, askıya alan ve müvekkilin sözleşmeden döneceğini bildirmesiyle, apar topar ihtarname çeken de yine davacı taraf olduğunu, işin iptal olması, sözleşmeden dönülmesi, ailevi bir takım sorunlardan kaynaklı olmadığını, yargılamada da izah edildiği gibi beklenen hizmetin davacı yanca karşılanmaması olduğunu, düzenlenen bilirkişi raporlarıda hatalı olduğu ve dahi davacı iddia ve itirazları doğrultusunda düzenlendiği yerel Mahkeme haklı sebeplerini ve sözleşmeden dönme beyanı ile taleplerini yok saymış, yargılama dışı bıraktığını, esasen müvekkilinin için üretildiği iddia edilen ve tamamlanmayan ürünlere dair bir karar verilmediği gibi hukuksuz bir şekilde tüketicinin hakları ve dahi korunmadığını, gerektiği şekilde verilemeyen mimarlık hizmeti, ayna, duvar çıtası ve boya için oldukça haksız ve adaletsiz şekilde binlerce lira ödemeye mahkum edildiğini, yerel mahkemece verilen karar, hakkaniyete aykırı olduğu gibi vicdanları da...

          Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının aynı sebeplerden doğmuş olması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle dosyalar arasında irtibat olduğundan dosyaların birleştirilmesine karar verilmesinin istendiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, taraflar arasındaki mal satım sözleşmesi uyarınca ayıplı ifadan kaynaklı olarak sözleşmeden dönme sebebiyle ödenen bedelin iadesi, birleşen dava ise, sözleşme uyarınca edim yükümlülüğün yerine getirildiği iddiasına dayalı mal bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir....

            UYAP Entegrasyonu