Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ESER SÖZLEŞMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 15. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 06.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/773 KARAR NO : 2023/980 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/113 ESAS, 2023/2 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Tokat 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/113 esas, 2023/2 karar sayılı dava dosyasında verilen itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ve diğer hissedarlar ile davalı arasında imzalanan, Tokat 3.Noterliğinin 23.06.2017 tarihli, 5679 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, müvekkillerime ait Tokat ili, Merkez ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde bulunan, tapuda 1744 ada, 6 parsel sayısıyla...

    Resmi senet içeriği incelendiğinde dava dışı belediyenin taşınmazdaki payını satış yoluyla davalıya devrettiği görülmekte ise de dava dışı belediye ile davalı arasında harici bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi olup olmadığı net bir şekilde anlaşılamamaktadır. Temlikin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapıldığının tespiti halinde sözleşmenin feshi davası TMK 692 anlamında "olağanüstü tasarruf" niteliğinde olduğundan ve sözleşmelerden birinin feshi halinde tüm parsel maliklerinin hukuki durumları bu fesihten etkileneceğinden, mahkemece öncelikle bu husus ilgili belediye başkanlığından sorularak belediye ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, şayet böyle bir durum tespit edilirse hukuki durumu bu fesihten etkileneceğinden önceki arsa malikinin davaya katılımı sağlanmalıdır. (bknz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1262 E. 2022/3436 K....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Neticei itibariyle, toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde varılan vicdani kanaate göre: Dava yüklenici olan davacının arsa sahibi olan davalılardan, aralarındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle uğradığı zarar ve yoksun kalınan kârdan dolayı tazminat talebine ilişkindir. Davalı ise yapı ruhsatı alınabilmesi için makul sürenin aşılmış olması nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunmaktadır. Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "İstisna Akdi" başlıklı 335. maddesinde "İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeğe taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder" hükmü, 6098 sayılı TBK'nın "Eser Sözleşmesi" başlıklı 470. maddesindeyse "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir" hükmü mevcuttur....

    Kat karşılığı inşaat sözleşmesi gayrimenkul devrini de içerdiğinden feshi ancak ya mahkeme kararı ile ya da taraf iadelerinin birleşmesi ile mümkündür. Davacı yüklenici asıl davada gerçekleştirmiş olduğu imalât bedelini talep etmiş, arsa sahibi de imalât bedelini ödeyeceklerini beyan etmiş olmakla, yanlar arasındaki usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan 30.06.1998 günlü kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi hususunda taraf iradelerinin birleştiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle imalât bedeline hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, sözleşme feshedilmiş olmakla müspet zarar kapsamında olan kira kaybı talep edilemez. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak kira kaybı da hesaplanarak bu miktarın yüklenicinin alacağından düşülmek suretiyle hüküm kurulmuş olması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

      Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Davacının, davalı yüklenici ile kat karşılığı inşaat yapımı ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdettiği, davalının sözleşme uyarınca davacı payına düşen daireyi sözleşme şartlarına rağmen eksik inşaa ederek davacıya teslim ettiği, davacının taşınmazdaki eksiklikler nedeniyle zararının tazminini istediği somut olayda hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu gibi davacının yasada tanımlanan tüketici tanımına uymadığı bu halde uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı, genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesinin gerektiği anlaşılmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 21, 22 ve 23. (HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 19.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava dosyası kapsamındaki tapu kayıtları, bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde ise; sadece az yukarıda belirtilen (7) ve (11) numaralı bağımsız bölümlerin davacı tarafından ... ve ...’ya temlik olunduğu; davacı ile davalı arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin devrine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı gibi, sözü edilen dairelerin kayden temlikinden başka alacağın temliki sözleşmesi de bulunmamaktadır. Borçlar Kanunu’nun 126/IV. maddesi gereğince, yüklenicinin bile bile veya ağır kusuru ile sözleşmeyi hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi, özellikle ayıplı malzeme kullanması veya ayıplı iş meydana getirmesi yüzünden açılacak davalar ayrık olmak üzere; eser sözleşmesinden ve eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan bütün davalarda (5) yıllık zamanaşımı uygulanır....

          Ancak, yargılamadan sonra imar plânı yenilenmesi ile kat sayısı yeniden artırılmış, 02.03.2009 tarihli ruhsata göre 10 kata çıkarılmıştır. Davada, kat adedinin düşürülmesi ve sair zararlar nedeniyle istemde bulunulmuş ise de, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra verilen 23.11.2007 tarihli dilekçe ile, davadaki tazminatın 02.10.2007 tarihli bilirkişi raporunda muhtemel sözleşmeye göre hesaplanan zarar olan 348.000,00 TL'ye çıkarılması ve davanın bu yönde ıslah edilmesi istenilmiştir. Bu haliyle davacının sözleşmenin feshi sonucu uğradığı menfi zararını istediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin de menfi zarar istemini kabulü yerindedir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz uygulamalarında belirtilen yönteme uygun yapılmamıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.1990 tarih ve 1989/13-392-1 sayılı kararında da belirtildiği gibi menfi zarar sözleşme yapılmasaydı davalının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır....

            Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....

              Borçlu davalı taraflar arasındaki kat karşılığı eser sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini savunmuş, davacı arsa sahibi ise 24.04.2001 gün ve Üsküdar 6. Noterliği’nin 10481 yevmiye nosunda kayıtlı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bedeli olarak verildiğini iddia etmiştir. Oysa taraflar arasındaki sözleşmede ayrıca bono verildiği açıklanmış değildir. Davacı arsa bedeli karşılığı verildiğini iddia ettiğine göre bunun sözleşmede kararlaştırılan yüklenici yükümlülüğünü arttırması nedeniyle aynı biçimde düzenlenmiş sözleşmeyle kanıtlanması gerekir. Borçlar Yasası’nın 12. maddesince Yasanın şekil koşuluna bağladığı sözleşmelerdeki değişiklikler aynı koşula uyularak yapılmalıdır. Bono düzenlenmesiyle sözleşme değiştirilmiş kabul edilemeyeceğinden davalı ve birleşen davada davacının menfi tesbit davasının kabulüne karar verilmesi yerine bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle reddi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu