Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şeyden (eşyadan) dilediği gibi kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Yasanın 684. maddesine göre de, malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik sayılır....

    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir. Bununla birlikte kabule göre de; Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın kal yoluyla giderilmesi ve el atmanın önlenmesi davası olup, her ne kadar gerekçede karşı davanın mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğuna değinilmiş ise de, cevap dilekçesiyle açılan karşı ecrimisil davası olmaması nedeniyle gerekçeli karar ile hükmün çelişecek şekilde karar verilmesi de 6100 sayılı HMK 297 maddeye aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca dava el atmanın önlenmesi ve kal talebi olup her iki talep yönünden de keşfen dava tarihindeki değer üzerinden eksik harcın ikmal edilmeksizin karar verilmesi de doğru olmamıştır....

    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir. Bununla birlikte kabule göre de; Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın kal yoluyla giderilmesi ve el atmanın önlenmesi davası olup, her ne kadar gerekçede karşı davanın mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğuna değinilmiş ise de, cevap dilekçesiyle açılan karşı ecrimisil davası olmaması nedeniyle gerekçeli karar ile hükmün çelişecek şekilde karar verilmesi de 6100 sayılı HMK 297 maddeye aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca dava el atmanın önlenmesi ve kal talebi olup her iki talep yönünden de keşfen dava tarihindeki değer üzerinden eksik harcın ikmal edilmeksizin karar verilmesi de doğru olmamıştır....

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/10/2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal talebinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, tazminat talebinin ise reddine dair verilen 28/04/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 5522 ada 19 parsel sayılı taşınmazda malik olduğunu, bitişiğinde 5522 ada 20 sayılı parselin olduğunu, bitişik parsel maliki davalı ...'...

      Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 22.5.2006 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; müdahalenin önlenmesi talebinin kabulüne, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi talebinin reddine dair verilen 22.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza kavak ağacı dikmek suretiyle oluşan elatmanın önlenmesi ve komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.4.2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı olarak yapılan elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 4.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi istemiyle açılıştır. Davalı uyuşmazlık konusu duvarın koruma amacı ile yapıldığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiş, taraflara ait yapıların sınırını belirleyen ön ve arka bahçe duvarlarının yıkılarak eski hale getirilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.03.2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı elatmanın giderilmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 18.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflara ait taşınmazların ortak duvarında davalı tarafından yapılan proje dışı imalatlar nedeni ile oluşan gürültü, koku, ses, ısı ve görüntü kirliliğine ilişkin komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....

                  UYAP Entegrasyonu