Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, ecrimisil, zilyet olmayan malikin, malik olmayan zilyetten isteyebileceği bir haksız işgal tazminatıdır. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden davalının, davacıya ait çekişmeli taşınmazı muvafakate dayalı olarak kullandığı ancak, davacının 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca ......

    Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

      Dava, Hazine tarafından açılan, çaplı yere elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne; ecrimisil sil isteğinin idari yargıyı ilgilendirdiğinden söz edilerek, buna dair davanın İse reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı Hazinenin kayıt maliki olduğu, çekişmeli taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmadan kaçak yapı inşa etmek ve bahçe olarak kullanmak suretiyle elattığı anlaşılmaktadır. tadır. Bu nedenle elatmanın önlenmesi ve yıkım karan verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine....

        dan dava tarihinden önceki dönem için hesaplanan haksız işgal tazminatına hak kazandığının kabulü olanaksızdır.Hal böyle olunca, mahkemece haksız işgal tazminatı bakımından davalı (temlik alan) ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği hakkındaki karar bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ecrimisil isteğinin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı (temlik alacaklısı) ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'ün raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi, Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....

          Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir....

            Türk Medeni Kanununun "Mülkiyet hakkının içeriği" başlıklı 683.maddesi gereği bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma, tasarrufta bulunma ve o şeyi haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme hakkına sahiptir. Yine, 8.3.1950 ... ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, bir taşınmaz malın, malikinin onayı olmadan ve herhangi bir haklı nedene dayanılmadan işgal edilmesi haksız fiildir. Haksız fiilin vukuu mal sahibinin bir zarar görmesini doğurmuş ise, iyi niyetli olmayan haksız failin bu zararı, Türk Medeni Kanununun 995.maddesi gereği karşılaması gerekir. Somut olayda dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinden ibarettir....

              Dava; çapa bağlı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden davaya konu edilen 189 nolu parselin davacı ve dava dışı...ve arkadaşları adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.05.2007 gününde verilen dilekçe ile fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve kira alacağı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haksız işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi ve aylık 500.00 YTL’den olmak üzere 16 ay için toplam 8.000.00 YTL kira alacağının tahsili istemleri ile açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, istek hüküm altına alınmış, davalı derneğin haksız işgal nedeniyle tahliyesine, 8.000.00 YTL kira parası alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

                  Mahkemece, çekişmeli bölümün ortak yer olduğu ve bütün kat maliklerinin oluruyla tahsis kararının alınmadığı dolayısıyla davalı tarafın çekişme konusu bölümü haksız işgal ettiği gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, kat mülkiyetli anataşınmazın terası üzerindeki dairenin mülkiyetinin tespiti, davalı tarafından haksız elatmanın önlenmesi ve 3.600 TL. ecrimisilin (haksız işgal tazminatının) tahsili istemine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerinden kaynaklanmaktadır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının ek birinci maddesi hükmü uyarınca bu Yasanın uygulanmasından doğan her türlü anlaşmazlık sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği ve ayrıca istenilen haksız işgal tazminatı tutarının da sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gözetilerek davaya sulh hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesince işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu