Bilindiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Hal böyle olunca, ecrimisil talebine ilişkin dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin, elatmanın önlenmesi ve kal talebine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı tapu ve mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Mülkiyet hakkı mutlak olup, somut olayda davacı her ne kadar taşınmaz alımı için ...’e vekalet vermiş ise de, 11.01.2008 tarihli, ... 1....
Mahkemece, dava tarihinden önce müdahaleye son verildiği gerekçesi ile elatmanın önlenmesi talebinin reddine, tespit dosyasındaki masrafların davalıdan tahsiline ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için ecrimisile karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 2011/179 sayılı D.iş dosyasında davalının, davacının kayden maliki olduğu dava konusu 44324 ada 6 parsel sayılı taşınmazında 679 m2'lik kısma tel örgü çekerek elattığının tespit edildiği, dava açılmadan önce müdahalenin sonlandırıldığı, ancak çaplı taşınmaza davalının haksız elatması nedeniyle haksız işgal tazminatı niteliğinde olan ve usulüne uygun oluşturulan bilirkişi kurulunca tespit edilen ecrimisilin hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik yoktur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi ve Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin, dava konusu (Saraycık Mahallesi 4048 Nolu Parsel 3.Kat 8 Nolu B.B.) taşınmazın davalı tarafça haksız olarak kullanılması sebebiyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tazminatı ve değer kaybı tazminatı talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinin kabulüne, değer kaybı tazminatının reddine karar verildiği, verilen kararın davalı tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza haksız bir el atmanın veya işgalin olmadığı, taşınmazın ailesinden intikal ettiği, banka borcunun ödenememesi nedeniyle taşınmazların satıldığı, taşınmazın boşaltılmasının yasal sürede talep edilmediği, davacının davalılardan fahiş kira talebi ile faydalanmak istediğini ileri sürerek davacının davasının reddini talep etmişlerdir. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Yapılan inceleme sonucunda, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 Tarihinde yürürlüğe giren 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 1. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesine göre; Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara karşı açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara bakma görevinin 1....
in bu yeri kullandığı gerekçede benimsendiği halde, elatmanın önlenmesi isteği yönünden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, çekişmenin ortaklığın giderilmesi ile çözümlenebileceğinden bahisle bu isteğin reddedilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, taşınmaz maliki olan hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Fuzuli şagilin taşınmazı haksız kullanmasından kaynaklanan nedenden ötürü, taşınmaz malikine ödemekle mükellef bulunduğu en azı kira bedeli en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan ecrimisil isteği yönünden, davalı ... sorumlu tutularak, ecrimisil isteği bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında ise bir isabetsizlik olmadığı"... Gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda elatmanın önlenmesi isteği yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Hâl böyle olunca, elatıldığı iddia edilen taşınmazın işgal edilen kısmının değerinin ve yıkım bedelinin keşfen belirlenerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği için yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması; sonucuna göre haksız işgali ispatlanamayan davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden davalı şirketin taşınmazı ne zaman boşalttığı hususu duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve Ecrimisil Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davalının haksız işgalci olmadığı, eski malik ile yaptığı kira sözleşmesi uyarınca taşınmazda kiracı olduğu, olayın bu özelliğine göre davanın tahliye ve kira alacağı davası olarak görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden dava dilekçesinde talep edilen elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak olan dava değeri üzerinden peşin nispi harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2.Ecrimisil istemine yönelik temyiz itirazları yönünden; Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır....
Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....