Davacılar fuzuli işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu Mayıs 2010 tarihinden itibaren işlemiş ecrimisil işgal tazminatından şimdilik 11.000 TL'nin işlemiş faizi ile birlikte tahsili için dava açmışlardır. Mahkemece dava konusu taşınmazı davalıdan başkası kullanmaya başlamış olması nedeniyle davalıya karşı açılan fuzuli işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisile yönelik davanın kabulüne fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 11.000 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda dava konusu taşınmazın aylık ecrimisil bedeli bilirkişi raporuna göre 11.000 TL olarak belirlenmiştir. Davada talep edilen ve belirlenen miktar yönünden davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşmaktadır. Dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı 7.230 TL'dir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 3....
Mahkemece, yargılama devam ederken dava konusu taşınmazın tahliye edildiği ve elatmanın önlenmesi istemi konusuz kaldığından bu talep bakımından karar verilmesine yer olmadığına, davalıların dava konusu taşınmazı haksız olarak kullanımlarının ispat edilemediği gerekçesiyle ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın tahliye edilmesi sebebi ile konusuz kalan elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu konudaki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne var ki; ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, kayıt malikinin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olup, davacılar tarafından davalı ...'e 24.02.2012 tarihinde gönderilen ihtarnamenin tebliğ edildiği 29.02.2012 tarihi itibariyle artık .....'in iyiniyetinden sözedilemeyeceği açıktır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tahliye istemine ilişkindir. ... (...) Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... (...) 1. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi bulunduğu bu nedenle davaya bakmakla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesinin 2015/5066 Esas - 2017/6157 Karar) Ecrimisil davalarından veya elatmanın önlenmesi davalarında ecrimisil de istenilmişse, haksız işgalcinin mülkiyet sahibine ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan kâr olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil bölünebilir nitelik taşıdığından terekedeki ortaklığı oluşturan her bir ortağın kendi payı oranında ecrimisil istemesine yasal bir mani bulunmamaktadır. Nitekim gerek yargısal uygulamalar, gerekse öğretide anılan bu ilke kural olarak benimsenmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, ecrimisil isteği yönünden gerekli araştırma, inceleme ve soruşturmanın yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil talebine ilişkindir. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil; diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Bilindiği gibi; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Hemen belirtilmelidir ki, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, gerekse 1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli davalarda dava değerinin her isteğe ilişkin dava değerinin toplamından ibaret olacağı öngörülmüştür. Ayrıca davaya devam edilebilmesi, belirlenen değer üzerinden harcın ikmaline bağlıdır. Harcın ikmal edilmemesinin müeyyidesi ise yine Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32.maddesinde duraksamaya yer bırakmaksızın belirlenmiştir. Bu nedenle, mahkemece dava dilekçesinde ecrimisil olarak gösterilen değerle bağlı kalınarak, diğer istek elatmanın önlenmesi bakımından bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden usulüne göre harç ikmal edilmeden neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Bununla birlikte ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....