Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 16.7.2002 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin 2010/14555 2011/8122 iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, ... clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir....
Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 13.7.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin 2010/7546 2011/7781 iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, Prestij clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir....
Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 7.6.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil 2010/7585-2011/7780 sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, Prestij clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesi karar özetinde; "...tüm dosya kapsamı ile denetime açık, hüküm vermeye elverişli bulunan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Alanında Kanunu'n 26. maddesi gereğince uygulanan hukuk kurallarının Kıbrıs Hukuku olması gerektiği, davacı ile davalı arasında 15/11/1998 tarihinde imzalan devre tatil sözleşmesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Tüketicileri Koruma Yasasının Devre Tatil Sözleşmelerine ilişkin Tüzük maddelerine uygun olarak imzalanmadığı, davalı firma tarafından, yıllık gider payının ödenmesi hususunda davacıya yazılı bir talep ya da ihtar gönderildiğini kanıtlar herhangi belge sunulmadığı, davacının devre tatil için toplam tutarı ödemesine rağmen geçen sürede davalı işletmeyi hiç deneyimlemediği kanaatine varılmış olup, davaya konu 15/11/1998 tarihli devre tatil sözleşmesinin feshi ile davacının sözleşme nedeniyle...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı ile davalılar arasında yapılan 16.06.1997 tarihli ve bir kısım devre mülk haklarının davacıya devrini içeren satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yani noter huzurunda yapılmadığı, adi yazılı bir sözleşme olduğu, ayrıca protokol ekinde bulunan devre mülk listesinin incelenmesinde davacının davaya konu yaptığı devre mülklerin sözleşme tarafı olmayan üçüncü şahıslara tahsis edilmiş olduğu, her ne kadar talep konusu yapılan devre mülklerin mülkiyet sahibi olduğu listede belirtilen... Danışmanlık LTD....
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme devre tatil sözleşmesi olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Yat kulubü üyelik sözleşmesi adı altında imzalanan sözleşmenin feshi ile sözleşme kapsamında ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Davacı davanın devre tatil sözleşmesi niteliğinde olduğunu savunarak süresinde cayma hakkını kullandığını ileri sürmekte davalı ise sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini bu nedenle de cayma hakkı bulunmadığını savunmaktadır. Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçede belirttiği hususlar dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
borç doğuran bir ilişki olduğunu, devre tatil sözleşmesinin de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkili şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "İktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur."...
Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez..." diğer taraftan, söz konusu yasaya dayalı olarak 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan "Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği" ile devre tatil uygulamasının hukuki çerçevesinin belirlendiğini, değinilen yönetmelikte devre tatil sözleşmesinin tâbi olduğunun usul ve esaslar, sözleşmenin şekli ile tarafların hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin sona erme nedenleri ve tüketicinin sözleşmeden cayma hakkına ilişkin açık düzenlemelere yer verildiğini, ancak mahkeme gerek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, gerek Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ve gerekse genel çerçeveyi belirleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan hükümlere ilişkin tespiti yaptığını, ancak tüm bu düzenlemeler ile çelişen nitelikte bir hüküm kurduğunu, anılan kanun hükmü gereğince davacının, taraflar...
Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde kuşadasında bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 17.9.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç 2011/1229-14370 kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinde devre tatile konu tesisin 145-146 parsel üzerinde bitmiş, 154 parsel üzerinde yapımı bitmiş tesis olduğu açıklanmıştır. Kuşadası Belediyesi'nin mahkemeye hitaben gönderdiği 24.11.2008 tarihli yazıda, 154 nolu parsele yapı kullanım izin belgesi düzenlendiği bildirilmiştir....
Davacı, davalı firma elemanlarının gezi sırasında yanına gelerek bedava tatil vaadi ile kandırarak aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 07.08.2009 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşmenin şirketi temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmadığını,devre tatil hakkını hiç kullanmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin 2012/9060-11380 iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını ve cayma hakkını 10 günlük yasal süre içinde kullanmadığını savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede kullanım dönemi 43. Hafta Sarı I. Dönem olarak yazılı olduğu halde, dosya içeriğinden davacının davalıya ait tesislerden hiç faydalanmadığı,sözleşmeye bağlı bir kullanım bulunmadığı anlaşılmaktadır....