Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK ile Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir....

    Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile, Taraflar arasında imzalanan 17/01/2015 tarih ve İD205082 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, 50,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 17.01.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği 50 TL nin davalıdan tahsili ve sözleşme sebebiyle düzenlenen senetlerin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      Mahkemece, dosyanın incelenmesinde davacıyla 16.06.2012 tarihli harici olarak devre mülk sözleşmesi imzalandığı, ancak davacıya devre tatil hakkının hiç kullandırılmadığı ve tapu devrinin de yapılmamış olduğu davacının haklı olarak sözleşmeyi fesh ettiği ve ödediği bedeli davalıdan tahsil etmekle haklı olduğu ancak, icra takibi öncesi davalının temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının ... 34.İcra Müdürlüğünün 2013/14178 E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 5.994,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, %20 icra inkar tazminatı olan 1198,80 TL'nin davalıdan tahsiline, asıl alacak miktarı olan 5.994,00 TL'na takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile, devremülk sözleşmesinin feshi ile ödediği bedelin ve senetlerin iadesini, hakkında başlatılan takibin iptalini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarının psikolojik baskısı altında davalı ile 11.06.2003 tarihinde 99 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak sonradan tesisin yapı kullanma izni olmadığını ve 2009 yılında satıldığını öğrendiğini ileri sürerek sözleşmenin iptali ile 4.555,14 Euronun faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

          Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

            Hukuk Dairesinin 2015/29934 E. 2015/32041 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, davacı 3.6.2004 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek; sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin ile aidatın iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

            Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin devre mülk sözleşmesi niteliğinde olması davacının 6502 sayılı Kanun'un 3/1- k maddesi gereğince tüketici sıfatını taşıması, davalıların da aynı Kanun'un 3/1- ı-i maddeleri uyarınca satıcı-sağlayıcı olması nedeniyle, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta tüketici mahkemeleri görevlidir. 6502 sayılı Kanun'un ''Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri'' başlıklı 50.maddesi aşağıdaki gibidir: "(1) Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir. (2) Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez....

            Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

              KARAR Davacı, 06/11/2008 tarihinde davalıdan devre mülk satın aldığını 950 TL ödeme yaptığını, tatil hakkını hiç kullanmadığını, davalının kendisine herhangi bir uyarıda bulunmadan kambiyo senedine özgü takip başlattığını ileri sürerek sözleşmenin iptaline, ödediği 950 TL’ nin iadesine ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış davaya cevap vermemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne davacı ve davalı arasında tanzim olunan 06/11/2008 tarih ve 1048 no.lu satış sözleşmesinin iptaline, davacının bugüne kadar yapmış olduğu 200 TL ödemenin iadesine, davacının kambiyo senedine ilişkin icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin istirdadına ve borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında düzenlenen devre tatil sözleşmesinin iptali ve satış bedeli olarak verilen bononun iptali ve yine yapılan kısmi ödemelerin istirdadına ilişkindir....

                Devre Tatil Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle feshedildiğinin tespitine, davacının bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 20.780,00 TL'nin 22/06/2015 ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 9.8.2006 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu