KARAR Davacılar, murislerinin dava dışı ... ile 7.9.1993 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince 31.12.2020 tarihine kadar ......
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2018 NUMARASI : 2018/93 ESAS, 2018/585 KARAR DAVA KONUSU : Devre Tatil Sözleşmesin KARAR : Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı T3 Tur. İnş. Paz....
İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ... tatil sitesinde 126, 345 ve 126 kapı nolu evlerin devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye harcamalar yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir....
MAHKEME: "........Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar davacı vekilince devre mülk sözleşmesi akdedildiği ileri sürülmüş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan 12/05/2018 tarihli sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış vaadi olarak düzenlendiği, ve dosya kapsamında yapılan incelemede bu sözleşmenin içerik olarak devre tatil sözleşmesi olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme neticesinde verilen vekaletname uyarınca davacı adına dava konusu taşınmazdan hisse satın alındığı, bu tip satışların tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğu, bu nedenle cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacağı ve bu süre içinde sözleşmenin askıda olacağı, taraflar arasında akdedilen devre tatil sözleşmesinde devre tatil hakkını kullanacağı dönemin yaz döneminde 7 gün olduğu, tarih aralığı belirtilmediği, davalı tarafça davacının bu süreler içinde tatil hakkını kullandığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı...
Nitekim TBMM Devre Mülk ve Devre Tatil Sektörlerinde Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonunun 08.01.2019 tarihli tutanaklarına göre de (www.tbmm.gov.tr /develop/owa/ komisyon_tutanakları), komisyonda görüş bildiren yetkililer devre tatil sözleşmesinin şahsi hak olarak nitelendirilebilecek olanlarının devre tatil sistemleri, diğerlerinin de ayni hak tanıyan, kişiye mülkiyet hakkı tanıyan ve onun üzerinde sınırsız tasarruf imkânı veren devre mülk sistemleri olarak iki ana gruba ayrıldığını, devre mülk sistemlerinin de kendi içerisinde devre mülk, ya da müşterek mülkiyet payına bağlı olarak paylı sistem, dönem mülk veya hisseli gayrimenkul olarak tanımlandığını açıklamışlardır. 3....
Tatil Köyü'nde 2 adet ... gün devre süreli devre mülk satın aldıklarını, devre mülk için önce 31/07/2011 tarihinde ... ... .... Tur. Otelcilik İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile adi yazılı şekilde sözleşme yapıldığını, ... ... ... Tur. Rek. San. Tic. Ltd. Şti.’nin satış koordinatörü olarak sözleşmeyi imzaladığını, ...'a tapunun verildiğini, ...'a ise tapunun verilmediğini, devre mülklerin 2012 Temmuz ayında teslim edileceği taahhüt edilmesine rağmen teslim edilmediğini, tatil köyünün halen atıl durumda olduğunu, ...'ın 1 kez devre hakkını kullandığını, ...'...
KARAR Davacılar, davalı şirketten 2.4.1997 tarihinde satın almış oldukları Akyarlar Tatil Köyünde bulunan 60 m2’lik devre mülkün tapuda adlarına tescil ettirilmediği gibi, davalı tarafından gönderilen 26.12.2006 tarihli ihtarla da sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek, sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine, devre mülkün adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kat mülkiyetinden kaynaklanması nedeniyle davada görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu kabul edilerek, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacılar, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti ile davalıdan satın almış oldukları devre mülkün tapuda adlarına tescilini talep etmişlerdir....
Davacı davanın devre tatil sözleşmesi niteliğinde olduğunu savunarak süresinde cayma hakkını kullandığını ileri sürmekte davalı ise sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini bu nedenle de cayma hakkı bulunmadığını savunmaktadır. Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçede belirttiği hususlar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira, taraflar arasındaki sözleşmenin, 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nun 50. maddesinin 3. fıkrası ve 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 12. ve 13. maddeleri kapsamında kalan uzun süreli hizmet tatil sözleşmesi olarak değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....
Asıl dava yönünden istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde; Davacı-karşı davalı tüketici ile devre tatil sağlayıcısı konumundaki davalı-karşı davacı şirket arasında 12/09/1990 tarihinde Bolu ili, Merkez ilçe, Ömerler köyü İkisuarası mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerinde D bölgedeki 77 kapı numaralı 4. devre evi toplam eski para ile 8.375.000,00 bedelle Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu devre tatil bedelinin 1.250.000 TL'sinin peşin alındığı, geriye kalan bedelin (30) ayda ödeneceğinin, sözleşmenin 17. maddesinde öngörülen (99) yıllık devre tatil süresinin sona ermediği ve davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ve dava dilekçesinde bahse konu 29/09/2015 tarihli davalı şirket yazısı ile davacı tüketiciden dava konusu tesisin bulunduğu tatil köyünden faydalanmaya devam edebilmeleri için devre kullanımlarına ilişkin olarak belirlenecek devre servis bedeli (DSB) ile Bolu 2....
San. ve Tic.A.Ş.’ye karşı da devre tatil sözleşmesinden doğan haklarını ileri sürebilir.Davalı ...e San. ve Tic.A.Ş.’de davacının devre tatil kullanma haklarından sorumludur.Öyle olunca mahkemece bu davalı yönünden de işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Turizm ve Otelcilik A.Ş.nin bütün temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 18.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....