, sözleşmede tatil yapılacak haftanın hangi dairede hangi blokta kullanılacağının yazmadığını, davacı tapudaki hissesini aldıktan sonra davalı şirkete ait olan istediği otelde ya da RCI sistemine kayıtlı otellerde devre mülk hakkını kullanabileceğini, davacıya verilen ön bilgilendirme formunda devre mülk satışı yapılmadığı, sadece 1 haftanın satışının yapıldığının yazdığını, müracaat eden herkesin tesiste konaklama ve tatil yapabildiğini beyan ederek verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde .. bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile ve psikolojik baskı altında devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, Sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği...
Mahkemece, 2009 yılına kadar tatil bedelleri belirlenip karar verildiği halde, 2010 yılı için davalı tarafça davacıya gönderilen 21.4.2010 tarihli ihtarla sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği bu nedenle 2010 yılı tatil bedeline hükmedilemeyeceği açıklanmıştır. Davaya konu devre tatil işletmesinin davalı ...'a devredilmesinden sonra, sözleşmenin davalı ... tarafından benimsendiği, 2004 yılına kadar tatil hakkının sorunsuz kullandırıldığı, 2004 yılından itibaren de davacının dönem sonuna kadar tatil hakkına sahip olduğunun tesbitine karar verilip kesinleştiği dolayısıyla davacının bu tesisten yararlanma hakkının mevcut olduğunun kabulü zorunludur. Davalının tesisi beş yıldızlı otel haline getirmiş olması, ifanın imkansız hale gelmesine neden olamayacağından, sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince dönem sonuna kadar devre tatil sistemi ile davacıya tatil hakkını kullandırması ya da aksi halde tatil bedeline hükmedilmesi gerekir....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulanarak 24.9.2011 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu...
KARAR Davacı, davalılar ile 26.10.2009 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin kapıdan satış şeklinde ve matbu olarak haksız şart içerdiğini, tatil yerinin de sözleşmedeki özelliklerini taşımadığını pansiyon niteliğinde olduğunu, sözleşmenin feshi ile ödenmeyen 753.00 TL tutarındaki senetlerin iadesine, ödenen 1.947, 00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Ltd.Şti Şirketi arasında ilk defa EMTY825 sözleşme No'lu 23.08.2011- 01.01.2028 kullanım süreli ve 8.365,00- TL bedelli devre tatil sözleşmesi imzalanmıştır.Bu sözleşmeden sonra, ikinci defa, (bir önceki sözleşmenin üzerine 3000,00- TL fark ödeyerek Devre Mülk sistemine geçmek suretiyle) Müvekkil T1 T6 arasında EMTY825A sözleşme No'lu Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlığını taşıyan 18.06.2013 tarihli ve 3000,00- TL bedelli sözleşme imzalamıştır. Bu sözleşme ile; müvekkilin, devre tatil sisteminden, "141 Daire, 411 Kişilik 28....
Davacı, tatilini geçirmekte olduğu bir sırada davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 27.8.2006 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını belirterek, sözleşmenin iptali ile, ... olduğu bedelin iadesi ve ödenmeyen senetlerin de iptali istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. 2008/6971-13584 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapıla tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi “...” olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği...
KARAR Davacı, davalı .... ile 6.6.1995 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince 30 yıl boyunca , her yılın iki haftasında konaklama ve tatil köyünün olanaklarından yararlanma hakkına sahip olduğunu, tatil köyünün sözleşme tarihinden sonra tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 2004 yılında tatil hakkının kullandırılmadığını ve hiç bir açıklama yapılmadığını ileri sürerek, devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin sağlanmasına , muarazının giderilmesine, fazla hakları saklı kalarak oluşan 4.000 TL. Maddi zararı ile 10.000 TL. Manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren reoskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....
Devre tatil sözleşmelerinin tecrübe ve muayene şartlı satım, alıcının malı tecrübe ve muayene edip tasvip etme irade şartına bağlı olarak yapılan satım olduğu anlaşılmakla, yerleşik içtihatlara göre bu satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin olduğundan cayma süresinin devre tatilin tecrübe ve muayenesinden yani hizmet ediminin tüketiciye ulaştığı tarihten başlayacağı kabul edilmiştir. bu haliyle devre tatil sözleşmeleri, tecrübe ve muayene şartına bağlı sözleşmelerdir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup cayma hakkı da teslimden ve bu bağlamda tesisten faydalanmaya başlamakla başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir. Davaya konu devre tatil sözleşmesinde belirtilen taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları getirtildiğinde, dava tarihinde halen arsa niteliğinde bulunduğu, dava ve keşif tarihi ile davaya konu taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmıştır....
KARAR Davacı, davalılarla 12.8.2010 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tanıtımlarda belirtilen şartları taşımadığını anlayınca 16.8.2010 tarihinde cayma bildiriminde bulunduğunu ileri sürerek, yapılan sözleşmenin feshine, sözleşme nedeniyle ... olduğu 9.684 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesin istemiştir. Davalılar duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya gelmemişler, cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, erken açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalılar arasında yapılan 12.8.2010 tarihli devre tatil sözleşmesinin 11. Maddesinde " devre tatil sahibi sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde hiç bir sebep göstermeksizin cayma hakkını kullanarak sözleşmeden dönebilir" düzenlemesi getirilmiştir. Davacı, 16.8.2010 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını davalılara bildirmiştir....