Maddesinde "derneğin amacı kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse Cumhuriyet Savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneği feshine karar verir düzenlemelerine yer verilmiştir. Bir derneğin feshedilebilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin, süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkündür ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri durumunda derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernekler, ancak organları olarak hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludurlar. (Bknz. Yargıtay 8....
Somut olaya gelince, dosya içeriğinde toplanan delillerden davacı derneğin alındı belgesi ve gider makbuzunun kaybolduğu, bu nedenle dernek yöneticileri tarafından tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. Usul kurallarına göre ispat yükü olumsuzu iddia edene değil olumluyu iddia edene düşer. Dosya içeriğinde davacı dernek yöneticilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermediği veya defteri kasten kaybettiklerine ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmamaktadır. Davacı dernek tacir olmadığından yöneticilerinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülükleri de bulunmamaktadır....
için Maliye Bakanlığından muafiyet belgesi alınmadığından yükümlü Derneğin muafiyet koşulları bulunsa bile bu hakkın kullanılmasının mümkün olmadığı, yasa hükümleri gereği vergi mükellefi olması gereken davacı Dernek hakkında yapılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora istinaden tarh edilen katma değer vergisinde ve beyanname verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezasında isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan, matrah farkının davacı Derneğin belgelerinden tespit edilmiş olması nedeniyle olaya kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanmasının uygun olduğu gerekçesiyle kısmen kabul ederek katma değer vergisi ile usulsüzlük cezasını onayan kaçakçılık cezasını ise kusur cezasına çeviren … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; Derneğin ticari, sınai veya zırai bir işletmesi olmadığı gibi gelir vergisi konusuna giren unsurlardan herhangi biride mevcut olmadığından yapılan tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek bozulması...
Somut olayda; dernek üyesi olan davacılar tarafından derneğin genel kurul toplantısında görevden almaya ilişkin durumun görüşülmesini istemeden doğrudan davalı dernek aleyhine dava açıldığı ve davada davalı derneğin davacıların da içinde yer aldığı ... Şubesinin yönetim ve denetim kurullarının görevden alınmasına dair dernek merkez yönetim kurulunun 23.06.2014 tarihli kararının kanun ve tüzüğe aykırı olması nedeniyle iptalinin istendiği, mahkemece işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verildiği, davalı derneğin tüzüğünde de yönetim kurulu kararının kesin olduğuna dair bir hükmün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, genel kurulun onayını almayan yönetim kurulu kararları, derneğin denetim yolları tüketilmiş kararı olarak kabul edilemez. Olayda iptali istenilen karar genel kurula ait değildir. O halde davanın reddine karar verilmesi yerine işin esasının incelenerek kabulü doğru görülmemiştir....
HD’nin 2016/1787E., 2016/3537 sayılı ilamında , “ TMK 90. maddesi uyarınca davalı derneğin faaliyetten alıkonulması istemiyle ...'de dava açıldığı, davalı derneğin tüzüğünde merkezinin Konya olarak belirtildiği, Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir.”Hemen üstteki Yargıtay ilamında derneğin faaliyetten alıkonulması için dava açılmıştır. Dernekler tabiki tüzüklerine göre hareket ederler. Faaliyetten alıkonulması gereken eylem tüzükten kaynaklanıyorsa elbetteki derneğin merkezinde dava açılması gerekir....
DAVA TÜRÜ :Derneğin Feshi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı Dernek Tüzüğünün 20. maddesi gereğince “….. idare ve kanuni işler ile gerçek ve tüzel kişilere karşı derneği yönetim kurulu temsil eder veya ettirir. Bu görevi bir veya birkaç kişiye verebilir… ” Karar ve temyiz dilekçesi davalı dernek adına Başkan...'ya tebliğ edilmiştir....
Asliye Hukuk ve Marmaris Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mahkeme kararıyla kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin, para, mal ve haklarının tasfiyesi isteğine ilişkindir. Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15. maddesinde açıkça sulh hukuk mahkemesi dışında bir mahkemeye görev verilmediği ve derneklerin tasfiyesinin çekişmesiz işlerden olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15. maddesince açıkça sulh hukuk mahkemesi dışında bir mahkemeye görev verilmediği ve derneklerin tasviyesini çekişmesiz yargı işlerinden olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15. maddesi hükmü “Genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi, tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılır. Tüzükte tasfiyenin ne şekilde yapılacağının genel kurul kararına bırakıldığı hallerde, genel kurul tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa, yahut dernek mahkeme kararı ile feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla derneğin amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir” şeklinde olup maddede tasfiyeye ilişkin olarak mahkemeden bahsedilmiş ancak mahkemenin asliye hukuk ya da sulh hukuk mahkemesi olduğu hususu düzenlenmemiştir....
Latif Çakıcı’ya Armağan, C.50, No:1- 2, Ocak-Haziran-1995, s. 417. ) Dernek, üyelerinden ayrı, bağımsız, kendine özgü bir örgütsel yapıya sahiptir. Dernek kurma özgürlüğünün kolektif yönü, bu özgürlüğün bir diğer öznesi olan derneğin hukuk güvencesi altına alınmasını anlatır. Bu güvence derneğin kurulmasından sona erme anına kadar sürer. Derneğin kurulması, serbestçe faaliyette bulunması ve varlık güvencesi kolektif dernek özgürlüğünü karşılamaktadır. 1982 Anayasasında, 1961 Anayasasında olduğu gibi dernek kurma özgürlüğünün yanı sıra, siyasi parti ve sendika özgürlüklerini ayrıca güvence altına almıştır. (md. 33, 51 ve 68) Buna göre ‘Herkes önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.’...
Maddesinde; " Genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi, tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılır. Tüzükte tasfiyenin ne şekilde yapılacağının genel kurul kararına bırakıldığı hallerde, genel kurul tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa, yahut dernek mahkeme kararı ile feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve hakları, mahkeme kararıyla derneğin amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ... Gençlik ve Spor Kulübünün ......